Z Vitamini...

Hayatın günlük olağan akışında yolunda gitmeyen, memnun kalmadığımız bir çok konu var. Bir ömür boyu birikimimizle başımızı sokacak ev alıyoruz. Apartman, sitenin kötü yönetimi...

Hayatın günlük olağan akışında yolunda gitmeyen, memnun kalmadığımız bir çok konu var. Bir ömür boyu birikimimizle başımızı sokacak ev alıyoruz. Apartman, sitenin kötü yönetimi yüzünden hayatımız zehir oluyor. Evi üç-otuz paraya satıp gider miyiz yoksa kötü yönetimi değiştirmek için kat malikleri ve komşularla iş birliği yapıp yönetimimi değiştiririz...Okul aile birliği, hemşeri, meslek derneğine üyeyiz. Faaliyetlerden memnun olmadığımız zaman istifa mı eder yoksa mevcut yönetimi değiştirmek için çaba mı sarf ederiz. Benzeri yüzlerce örneğe ömrümüzü vakfettiğiniz, bedel olarak can-kan verdiğiniz siyasi partinizi ekleyin. Toplam 1120 delegesi olan MHP'de 700'den fazla delege partinin yönetimini değiştirmek için yasal haklarını kullanıp imza topladığında Cumhuriyet tarihindeki demokrasi mücadelesi için örnek adım atmıştı. Bu girişim sadece siyasi partiler için değil, bina yönetiminde, sendika, vakıf, derneğe kadar hayatımızın içindeki çoğu tüzel kişiliği kapsıyordu. Ahlaki olan imza çoğunluğunun toplandığının öğrenilmesi ile yönetimin istifa etmesidir. Nitekim benzeri girişimlerde çoğunlukla ya istifa edilir ya da olağanüstü kongreye gidilerek delege ya da üyelerin tercih edeceği kişilere yönetimi devretmektir. İstenilmeyen yere durmakta ısrar etmek hak gaspı olduğu gibi ahlaksızlığın ta kendisidir. Ahlak kuralları yazılı değildir. Ancak kanunlara uygundur. Ahlakı ve yasayı çiğneyenlere karşı hakkın arandığı yer mahkemelerdir. MHP de demokratik haklarını arayanlara ahlaki kuralların yerine getirilmeyişi yüzünden mahkemeye baş vurmak zorunda kalmıştır. Nitekim yüksek mahkeme olan Yargıtay da kongre kararını onaylamış, kurultayın toplanması için verilen kararı onaylamıştır. Konuyu uzatmaya, bilinenleri tekrarlamaya niyetim yok. Nitekim MHP Genel Merkezi bu durumda acele ile kongre kararını ilan etmişti. Bu arada yargıya baskı yaptırarak zaman kazanmak için hukukun dolambaçlı yollarına saparak yürütmeyi durdurmaya gayret etti. O mahkemelerdeki hakimlerin ne kadar bağımsız olduğu bugün değil, yüzlerce yıl boyunca tartışılacak. Dünkü yazımızda Dreyfus olayını hatırlatmıştık. Anadolu'muzda "Mahkeme kadıya mülk değildir" diye bir özdeyiş vardır. Hakimlerin yanlış, adaletsiz karar verdikleri FETÖ ile ortaya çıkmıştır. Dün FETÖ, bugün ÇETÖ, yarın DEVÖ vs... Önemli olan adaletin yerini bulmasıdır. 700'den fazla delegenin iradesini yok sayan kişi ya da kuruluşların verdiği karar aslında yok hükmündedir ve vicdanlarda ömür boyu yargılanacaklardır.***Bir yılı aşkın süre devam eden bu onurlu arayışı 10 dakikalık duruşma ile yok saymanın altında yatanlara bütün Türkiye tanık oldu. Bu davanın kazananı haksızlık ise kaybedeni adalettir. Demokrasidir. Yarın, öbür gün o hakimler de benzeri davalarda haklarını aramayacak mı? Onların ikamet ettiği binalarda, üyesi oldukları dernek-vakıf, oy verdikleri partilerde kongre arayışı olmayacak mı? Bu karar sadece ayağa sıkılan mermi değil, hayatın olağan akışına çöken karabasandır.Madalyonun öbür tarafına dönelim. İnsanda biraz yüz olur! Ünlü Western filmlerinde Meksikalı haydutlara benzeyen bazı tipler vardır. Seyirci hiç hoşlanmaz bunlardan filmin sonunda fena halde dayak yiyip çoğunlukla ölürler... İşte o tiplere çok benzeyen bazı yöneticiler var ki evlere şenlik... Basına her fırsatta hakaret edip, insanları tehdit etmekten geri durmayan o tiplerden biri: "Partiyi mahkeme koridorlarına düşürenler utansın!" gibi garip bir lakırtıya kalkıştı... İnsaf mı denir, yoksa çüş mü? Aynı filmde bir de "cehennem direkçisi" var... Yarım asrı geçen mazinin yüz karası... İşi de, gücü de çam üzerine çam devirmek. Geçtiğimiz gün, Türkiye'nin saygın hukukçularından birinin mahkeme kararı ile ilgili yorumu karşısında görüş bildirme yerine işin kolayına kaçıp hakaret alışkanlığını yerine getirdi. Merhum Nihal Atsız'ın "Dalkavuklar Gecesi" adlı eserini okumayı tavsiye etti. Söz konusu küçük düşünceli zat, "Dalkavuklar Gecesi"nin piyes olduğunu da bilmiyor. "Dalkavuklar Gecesi" ile beraber "Z Vitamini" aynı kitaptır. Bir tavsiye de bizden olsun. Sabah-akşam tok karnına Z vitamini yutup, aynaya baksın!

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hasan Paşam ve Uğur Mumcu... 31 Ocak 2021 | 540 Okunma "Adalet yıkılırsa gökyüzü çöker!" 29 Ocak 2021 | 305 Okunma Asker Hastanesi yıkılmasın!.. 28 Ocak 2021 | 292 Okunma Kaba Milliyetçilik... 24 Ocak 2021 | 422 Okunma Uzmanlara zulüm... 21 Ocak 2021 | 337 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar