Kafa bize takılınca işler bozuldu!
Bir işadamı dostumla sohbet ederken dinlediğim bir tespiti aynen aktarıyorum: “Geçen gün radyoda bir bakanımızın yüzde 3’lük büyüme tahmini ve istikrara yaptığı vurguyu dinliyordum. Geçmiş...
Bir işadamı dostumla sohbet ederken dinlediğim bir tespiti aynen aktarıyorum:
“Geçen gün radyoda bir bakanımızın yüzde 3’lük büyüme tahmini ve istikrara yaptığı vurguyu dinliyordum. Geçmiş yıllara döndüm. Benim de desteklediğim AK Parti’nin ilk yıllarında inanılmaz büyüme oranları vardı. O günleri hatırla. Askeri vesayet var. Bürokrasi kıpır kıpır... Cumhurbaşkanlığı’nda Ahmet Necdet Sezer var. Onu onayladı, bunu onaylamadı, onu durdurdu, bunu atamadı dediğimiz günler. Türkiye yüzde 5-6-7-8 hatta bir çeyrek büyümemiz yüzde 12 filan olmuştu.
Sonraki dönemi biliyorsunuz. Devlette tam bir hâkimiyet kuruldu. Askeri vesayet bitirildi. Cumhurbaşkanı, partinin kurucularından Abdullah Gül oldu. Atamalar gerçekleşti. Bu kez büyüme oranları düştü... “Aradaki fark nedir?” diye düşününce global rüzgârlar falan var ama asıl sorun şuydu: Hükümet siyasi sorunlarla boğuşurken ekonomi oyuncularına, özel sektöre “Ne yapıyorsunuz?” diye sormadı. Soramadı. Biz de kendi halimizde işlerimize odaklandık. İkinci döneme geçildiğinde, “Arkadaş gel bakayım siz ne yapıyorsunuz?” demeye başladılar. O günden bu yana özel sektörün dengesi bozuldu. Yatırım iştahı kaçtı... Ben sorunu böyle açıklıyorum...’’
İşadamı haklı mı bilmiyorum. Bildiğim, yatırım ikliminin giderek (inşaat ve kamu yatımları) zayıflıyor olması. İster işadamları serbest bırakılsın ister acil reformlar devreye girsin, artık seçim bitsin de ekonomiye odaklanılsın diye dua etmekten başka çare yok...