Kırk katır mı kırk satır mı?
Koalisyon kötü müdür? Peki, rejimi değiştirecek nitelikte tek başına bir iktidar iyi midir? Konuya yatırımcılar açısından bakarsak, itiraf etmeliyiz ki tek başına iktidarlar çok başlı bir...
Koalisyon kötü müdür?
Peki, rejimi değiştirecek nitelikte tek başına bir iktidar iyi midir?
Konuya yatırımcılar açısından bakarsak, itiraf etmeliyiz ki tek başına iktidarlar çok başlı bir yürütmeden (hükümetten) daha iyidir.
Yani “istikrarlı devlet yönetimleri” başlığı altında genel kabul görmüş teoriler, bize tek başına iktidarların erdemlerinden bahsedebilir...
Türkiye’nin yaşadığı siyasal süreç açısından olayı analiz ettiğinizde isabetli olanın, genel doğru olmayabileceğini gösteriyor. Çünkü seçimde oylanan konu sistem değişikliği... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Oy verin, başkanlık gelsin” diyor. AK Parti’ye oy istiyor. Üstelik bu talebin gerçekleşmesi için iktidarın yüzde 50 oy almasına gerek bile yok. HDP barajı geçmesin, ona gidecek milletvekilleri iktidara yazsın, TBMM’de konuyu halledecek nitelikte bir çoğunluk çıksın isteniyor. Halk istikrarlı bir hükümet talebine oy verirken, rejim değişikliğini de istemiyorsa ne yapacak?
Bir an için iktidarın isteğinin gerçekleştiğini düşünelim. Bir referandum, bir parlamento seçimi, bir de başkanlık seçimi gündeme gelecek. Yani, yatıp kalkıp siyaset konuşacağımız yeni bir dönem başlayacak. Yatırım iklimini iyileştirmesi beklenen, istikrarlı ve sürdürülebilir yüzde 5-6 oranında büyümeyi sağlaması gereken bir iktidarın önceliği de siyaset olacak, ekonomi değil. Peki böyle bir ortam, koalisyon hükümetinden daha mı iyi? Bir başka garabet ise şu: Tek başına iktidar olmanın önündeki en büyük engel, siyasal istikrar sağlasın diye savunulan antidemokratik yüzde 10 barajı...