İhanet edene bir şans daha mı vereceksiniz?
Yeni yılın ilk iş gününe İmamoğlu’nu tanıyarak başlamak insana umut veriyor: açıkçası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığını kabul edene kadar...
Yeni yılın ilk iş gününe İmamoğlu’nu tanıyarak başlamak insana umut veriyor: açıkçası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığını kabul edene kadar kendisini tanımamış olmam, benim olduğu kadar onun iletişim birimlerinin de hatası diyelim ama İstanbul, nüfusu ve büyüklüğüyle orta çaplı bir Avrupa ülkesi kadar obez bir kent. Birbirimizi tanımak için özel gayret lazım. İmamoğlu’nun da en büyük handikapı bu: kalan bu kadar az sürede kendini tanıtmak. Tanıdıktan sonra sever ve inanırsınız. Ama 20 milyonluk kentin seçmenine nasıl ulaşacak, üstelik de medya bu kadar yanlı ve bu kadar zaptedilmişken. Billboard bile kiralayamayacak, gazetelere parasıyla bile ilan veremeyecek; yandaş gazeteler, yalan yanlış haberlerle karalamaya çalışacak. Çünkü İstanbul’un taşı toprağı altın değerinde ve bu rantı 16 yıldır büyük bir partizanlıkla yiyen ve son yıllarda da tamamen Ankara’dan yöneten AKP, ölür de kaptırmaz! İşte bu inanışı da kırması gerekiyor İmamoğlu’nun. Tanımayanlara tanımış olduğum kadarıyla anlatayım: toplumun her kesimine hitap edebilecek özellikleri var.
Muhafazakâr aileden sosyal demokratlığa
Özellikle İstanbul için sayalım artılarını: genç, dinamik, erkek, Karadenizli, Trabzonlu. Muhafazakâr bir ailede, köyde doğmuş. Annesi, hayvanını kendi sağmış, bahçesini kendi çapalamış bir köylü kadını. Babası, ticaret de yapmış, müteahhitlik de, bütün Karadenizliler gibi. Üstelik sağ partilerde siyaset de! Oğlunu hayatı öğrensin diye çocuk yaşında ırgat gibi de çalıştırmış, işe de ortak etmiş ama eğitimini de ihmal etmemiş. İmamoğlu ise futbolcu olmak istiyormuş. Kuran kursuna da gitmiş, beş vakit namazını da kılmış. Ama Kıbrıs’ta geçirdiği iki yıllık eğitimi, onu sola kaydırmış, sosyal demokrasiye inancını sağlamış. İstanbul Üniversitesi İşletme mezunu, İngilizce işletme olduğunu üstüne basarak söylüyor. İs...