Dün kaldığımız yerden devam edelim...
Peki bu kavga yani askeri-endüstriyel yapı ve finansal-entellektüel yapı arasındaki derin çatışma neden dışa vurdu? Sevgili dostlar, eski sistem içinde “tez ve antitezler” düzenli bir şekilde...
Peki bu kavga yani askeri-endüstriyel yapı ve finansal-entellektüel yapı arasındaki derin çatışma neden dışa vurdu?
Sevgili dostlar, eski sistem içinde “tez ve antitezler” düzenli bir şekilde yerleştirilmişti ve manyetik alan içinde kalanlar, sorgulamadan kendilerine verilen görevleri yerine getiriyorlardı. 1945 sonrası dünyanın tek hâkimi olma yoluna giren ABD ve NATO güvenlik açısından antitezi oluştururken, Sovyet tehlikesi tezi oluşturuyordu; arada kalanlar, yıllarca sistemi sorgulamadan kendilerine her söyleneni yaptı. Örnek: Sovyet tehlikesine karşı, Türkiye’nin bütün güvenlik ihtiyacı, hibe görünümü ve kredi adı altında ABD firmaları tarafından karşılandı ve iç güvenlik, siyaset gibi konular her zaman dış güçlerin manipülasyonuna açık oldu...
Yukarıda bahsettiğimiz manyetik alan, Sovyetler’in çökmesi ile dağılırken, askeri güce dayanan konseptin devam ederek güçlenmesi hatta eskisinden daha da ileri gitmesi için; yeni antitezlere, yeni düşmanlara ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. 11 Eylül öncesinde-sonrasında ortaya atılan “medeniyetler çatışması” ve benzeri tezler, bu ihtiyaca verilen ilk cevaplardı...Bu noktada şunu sorabilirsiniz; Sovyet tehlikesinin devam etmesi neden sağlanmadı? VE BUGÜN YENİDEN İKİLİ YAPI NASIL-NEDEN ŞEKİLLENİYOR? O bölgedeki “halkın sosyo-ekonomik yapısı” ve ana sistemin doymuşluğu buna izin vermedi. “Var olan tehlike anlayışı” ile askeri güce dayanan tek kutuplu bir modele geçmek mümkün değildi ve “tez-antitez” döngüsü “ABD-Komünist Rusya” denkleminden kaydı...