Sen mektup yazabilecek saflıkta mısın?
Aslında şöyle yazmak lazım; bu ülkeye yaptıkların ortadayken hala ortalığa dökülüp konuşabilmek için nasıl bir yüze sahipsin? Sevgili dostlar, aynı hastalık aynı gazetenin eski sahibinde de vardı!...
Aslında şöyle yazmak lazım; bu ülkeye yaptıkların ortadayken hala ortalığa dökülüp konuşabilmek için nasıl bir yüze sahipsin?
Sevgili dostlar, aynı hastalık aynı gazetenin eski sahibinde de vardı! Dönemin Başbakanı olan Özal’a mektup yazan Simavi, rahmetli Özal’a “sen bir mahluksun, sen yolcusun, ben hancıyım” demişti! Demek ki; bu hastalık, bu gazetenin mülkiyetiyle birlikte geçiyor... Simavi DEVLET’e, MİLLET’e hakaret etti, kimin “yolcu”, kimin “hancı” olduğunu hep birlikte gördük...
Bunun adı aslında “Firavun Sendromu”! Eline medyanın bir bölümünü geçirip, arkasına Almanya’yı, İngiltere’yi veya YERLEŞİK DIŞ GÜÇLERİ alan başlıyor KENDİNİ DEVLET, MİLLET hatta MANEVİYAT üzerinde görmeye! Onlara göre “ONLARA KİMSE DOKUNAMAZ! ONLAR ANAYASAL DÜZEN’İN DE ÜSTÜNDEDİR, HALKIN İRADESİNİN DE, SEÇİLMİŞLERİN DE! Kendilerine “Establishment.”
Bu arkadaşlara göre HALK dediğin nedir ki! Onların tabiriyle “paryalar topluluğu”! Oysa ONLARIN kurduğu YERLEŞİK DÜZEN var! Hatırlamıyor musunuz ne diyordu Hürriyet; “411 el kaos’a kalktı”! Yani halkın seçtiği vekillerin verdiği kararlar önemli değil, Hürriyet’in “kaos” demesi esas tanımlayıcı!