Atatürk konusunda tuhaf bir el var...
Türkiye’de Cumhur İttifakı’nı kirli algılarla, kara propagandalarla, yalanlarla, iftiralarla, karanlık senaryolarla yıpratmaya ve devirmeye çalışan bir muhalefet basıncı var. Bu hedefleri...
Türkiye’de Cumhur İttifakı’nı kirli algılarla, kara propagandalarla, yalanlarla, iftiralarla, karanlık senaryolarla yıpratmaya ve devirmeye çalışan bir muhalefet basıncı var. Bu hedefleri için başvurmadıkları yöntem yok. Muhalefet öyle yüzsüz, öyle pişkin ki siyaha beyaz, beyaza siyah diyecek kadar gözü dönmüş durumdadır. Muhalefetin karakter hâli bu iken, bir de iktidar yanlısı görülen, iktidar bünyesinde bunlara malzeme taşıyanlar var. Akıl almayan eylem ve söylemlerde bulunarak zaten canavarlaşmış bu muhalefete resmen yardımcı figüran oluyorlar.
Bu manada o kadar çok örneğimiz var ki…
Mesela bu tarifi yaptığım kişilerin Atatürk konusunda verdikleri olumsuz malzemeler akıl ve mantık alacak gibi değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk konusunda özel ve önemli günlerde çok güzel yazılı açıklamalar ve konuşmalar yapıyor.
Ama AK Parti içinde bir el, sürekli bunları gölgelemeye çalışıyor. AK Parti’yi Atatürk düşmanı gösterince Türkiye Cumhuriyeti’ne kazandıracağı bir şey olmayacağı gibi, siyaseten de AKP’ye kazandıracağı bir şey olmayacağı ortada iken, niçin birileri sürekli hücresel bu faaliyeti yapmaktadır? Bunu yapan birinin AK Parti bünyesine sızmış bir FETÖ’cü, bir CHP’li olması ihtimali bile düşünülmelidir.
Mesela şu örneklere baktığımızda gerçekten üzerinde düşünülmesi lazımdır. Ayasofya başta ABD olmak üzere, Batı’nın tüm emperyalist telkin ve tehditlerine rağmen, içeride muhalefetin çemkirmesine rağmen ibadete açılıyor. Açıldığı günden bu yana sürekli ima yollu Atatürk’e hakaretler eden bazı imam, yazar ve yorumcular tarafından hükümetin emperyalizme karşı duruşuyla gerçekleşen manevi hazine gölgeleniyor. Türk milletine Ayasofya’nın tekrar ibadete açılmasının manevi tadı yaşatılması gerekirken, açıldığı günden bu yana kurulan denklem nedir?