Düzmece suikastlar ve her yanı dökülen İmamoğlu!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na yapılacak herhangi bir suikast elbette Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılmış demektir. Ama o sıfatı taşıyan kişi de, Türkiye Cumhuriyeti’nin şerefine leke sürecek bir şekilde terör örgütleriyle bu samimi ilişkilere girmemelidir.
Dünün, CHP’nin vatana ihanetlerini, parti içindeki bölünmelerini, parti içinde birbirlerine ayak oyunlarını ve partiye hâkim olmak adına kurulan oluşumları kaleme aldığım yazım içerisinde Ekrem İmamoğlu’na suikast iddialarına da değinmiştim. Ama bazı noktalara değinmediğimi düşünerek bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.
Türkiye bir akşam vakti, Oda Tv merkezli “Ekrem İmamoğlu’na suikast yapıldığı ve suikast timinin yakalandığı” haberlerine odaklandı. Sol medya ve bunlara yancılık yapanlar, bu haberin üzerine öyle balıklama atladılar ki, köpürttükçe köpürttüler. Âdeta “halk kahramanına, demokrasi kralına, hizmetlerin sultanına” karşı, terör örgütleri suikasta kalkışmıştı. Oysa Ekrem İmamoğlu bu sıfatların hiçbirini taşımıyor ve yaşatmıyordu. Ama düzmece suikast haberlerini böyle köpürtüyorlardı. Ta ki, Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanı “Böyle bir suikast girişimi ve suikast girişiminden yakalanan kişi söz konusu değildir” açıklaması yapana kadar.