Terör örgütleriyle rektör atamasını protesto etmek!
Bunlar yeni bir Gezi, yeni bir Kobani olayları hayal ediyor olabilirler. Meselenin bir rektör ataması olmadığı apaçık ortadadır. Ama Türk milleti bu sefer her türlü kahpeliği anında ezecek şuurda hazır beklemektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde beş üniversiteye rektör atadı. Bu atamalardan birisi de Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleştirildi. Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Melih Bulu atandı. Muhalefet, Prof. Dr. Melih Bulu’nun geçmişte AKP’den milletvekili aday adayı olmasını baz alarak ilk günden itibaren aşırı bir şekilde eleştirdi. Demokrasiyle yönetilen ülkelerde elbette eleştiri olabilir ve olmalıdır da. Sağlıklı eleştiriler eksiklikleri ve yanlışlıkları ortadan kaldırmaya çoğu zaman yarar sağlar. Fakat başını CHP’nin çektiği muhalefet bu konuda samimiyet yüklü, gerçekten üniversiteleri düşündüğünden dolayı değil, sadece “buradan bir kavga çıkarabilir miyiz?” düşüncesiyle bu atamaya bakış açısı geliştirdi. Ve CHP ile yancıları, bu düşüncelerini de Canan Kaftancıoğlu önderliğinde hayata geçirdi. Canan Kaftancıoğlu’nun çetesini toplayıp Boğaziçi Üniversitesi önünde polisle çatışma ortamı yaratması, niyetlerini ortaya koydu. Pandemi sürecinde kalabalıkları organize etmek, o kalabalıkları polisle çatıştırmak için Boğaziçi Üniversitesi önünde toplanmak zaten başlı başına art niyettir. İnsanların sağlığını düşünmeyen, insanların geleceğini mi düşünür?
Tüm terör örgütleriyle sıcak gönül ilişkisi olan Canan Kaftancıoğlu, Boğaziçi Üniversitesine atanan rektörü, gençlerin geleceğini düşündüğü için mi şiddete başvurarak eleştiriyor?