Bir “taraflı teyitleme” deneyi...
İngilizce’de bu düşünme biçimine “Confirmation Bias” deniyor. Kötü bir çeviriyle “Taraflı teyitleme” denebilir. Özetle insan zihninin kendi fikirlerini, ideolojilerini, kabullerini, inançlarını...
İngilizce’de bu düşünme biçimine “Confirmation Bias” deniyor. Kötü bir çeviriyle “Taraflı teyitleme” denebilir. Özetle insan zihninin kendi fikirlerini, ideolojilerini, kabullerini, inançlarını destekleyen, teyit eden bilgilerle beslenmesi, onlara yönelmesi, onları seçmesi, kayırması, dikkate alması demek. Tam olarak Türkçe’de bir karşılığı olmamasının sebebi herhalde Türkiye’deki düşünce dünyasının confirmation bias denizi, bizim de onun içinde yüzen balıklar olmamız olabilir. Aksini bile düşünemeyecek kadar bu batağın içine saplanmış durumdayız. Ama kapalı cemaatler içinde yaşayan ve düşünen bir toplumun bunun ürettiği fikri ve ahlaki yanlışlardan rahatsız olmaması da herhalde çok tuhaf değil. Türkiye’deki karşı görüş almak gibi en temel gazetecilik ilkesinin bile yerleşmemiş olması, hatta bunun zul kabul edilmesi de boşuna değil. Halbuki dünyada bilişsel bilimler, politik davranış, sosyal psikoloji literatüründe “taraflı teyitleme”yi ölçen, bunu deşifre eden çok sayıda deney yapıldı ve yapılıyor. 2004 seçimlerinden önce ABD’de yapılan bir deneyde Cumhuriyetçi ve Demokrat deneklere iki başkan adayı Bush ve Kerry’nin açıklamalarındaki çelişkilerle ilgili tarafsız olduğunu herkesin kabul ettiği bir kişinin değerlendirmeleri okutulmuş önce. Sonra bu fikirlerin aslında çelişkili olmadığını söyleyen daha az itibarlı başka görüşler okutulmuş.