Çankırı’dan Londra’ya bir Türkiye Hikâyesi -3-
İzmit tren istasyonun girişinde günlerce teşhir edildi Ali Kemal’in cesedi. Gazeteler iktidar İstanbul’dan Ankara’ya geçerken yanlış tarafta kalmış bu ‘vatan haininin’ sonundan ibretlik bir hikâye olarak...
İzmit tren istasyonun girişinde günlerce teşhir edildi Ali Kemal’in cesedi. Gazeteler iktidar İstanbul’dan Ankara’ya geçerken yanlış tarafta kalmış bu ‘vatan haininin’ sonundan ibretlik bir hikâye olarak coşkuyla bahsettiler. Cesedi için uzun süre gömülecek bir mezar yeri bile bulunamadı. Gazeteler İzmitlilerin böyle birinin kendi şehirlerine gömülmesine karşı çıktığını, hatta cesedinin denize atılmasını istediğini yazdı. Sonunda cenaze, gizlice belediye tarafından mezarlığın dışında bir çukura gömüldü, tepkilere karşı mezarın başına bir mezar taşı bile konmadı.
Bu linçin kararının nasıl verildiği konusu hâlâ meçhul. Mustafa Kemal’in Ali Kemal’in linç edilmesine nasıl baktığı sorularına verilen tek cevap Falih Rıfkı’nın Çankaya’sındaki şu paragraf:
“İsmet Paşa daha uzaktan meşalelerle aydınlanan bu korkunç sehpayı görünce yüzünü asmış, başını eğmiş ve hiç bakmayarak aralarında yalnız kalacakları binaya kadar öyle gitmiş. Orada Nureddin Paşa’ya söylemediğini bırakmamış. Mustafa Kemal de bu vakadan tiksinerek bahsederdi…”
İsmet Paşa’nın o akşam bizzat yanında olan Yahya Kemal ise İnönü’nün “Söylemediğini bırakmadığı” kısmını doğrulamıyor. Atatürk’ün Ali Kemal’den de bahsettiği Nutuk’ta ya da başka bir yerde bu linçle ilgili söylediği bir cümlesi de bilinmiyor.