Hamasetten taharet, setr-i avret...
“Bu zirve İslam ümmetini tarihinde bir dönüm noktası, İslami dirilişin başlangıcı olacaktır” 25- 28 Ocak 1981 tarihleri arasında Mekke ve Taif’te toplanan o günkü adıyla İslam Konferansı...
“Bu zirve İslam ümmetini tarihinde bir dönüm noktası, İslami dirilişin başlangıcı olacaktır” 25- 28 Ocak 1981 tarihleri arasında Mekke ve Taif’te toplanan o günkü adıyla İslam Konferansı Örgütü’nün 3. İslam Zrivesi’nin sonuç bildirisi böyle iddialı bir cümleyle başlıyordu. Aslında zirve çok zor koşullarda toplanmıştı. Bir taraftan İran-Irak arasında savaş patlak vermiş, kan dökülmekteydi. İran’da devrim olmuş, o yıl İranlı hacılar Mekke’de olaylar çıkarmış, kutsal topraklarda da kan akmıştı. Mısır lideri Enver Sedat, Camp David’de İsrail’le el sıkışmış, bir geçit töreninde suikastına kadar gidecek bir tepkilere neden olmuştu. İslam dünyası bugünkünden daha paramparça haldeydi. Bu koşullar altında bütün İslam ülkelerini ayağa kaldıran bir gelişme daha yaşanmıştı. Doğu Kudüs’ü işgal eden İsrail, 30 Temmuz 1980’de Knesset’ten bir karar çıkarıp, Kudüs’ü ebedi başkenti olarak ilan etmişti. İslam Konferansı Örgütü’nün 1969’da kuruluş amacı Kudüs’ü korumaktı.