Her şey geçer, geçmiş hariç
Dünyadaki pek çok ülkenin böyle kuruluş travmaları var. Adı geçince toplumun ikiye bölündüğü, birilerine göre hain birilerine göre kahraman olanlar.Mesela ABD’de Robert E. Lee denince ülkenin...
Dünyadaki pek çok ülkenin böyle kuruluş travmaları var. Adı geçince toplumun ikiye bölündüğü, birilerine göre hain birilerine göre kahraman olanlar.
Mesela ABD’de Robert E. Lee denince ülkenin Kuzey’ının tüyleri diken diken oluyor, Güney’indeki beyazların ise gururu kabarıyor.
Çünlü Lee, 19’uncu yüzyılda 4 yılda 600 bin Amerikalının öldüğü Amerikan İç Savaşı’nda Güney Konferasyon ordusunun komutanıydı.
Yenildi. Teslim oldu. Ölene kadar da Virginia’daki ölümünden sonra adı verilen Washington ve Lee Koleji’nin müdürlüğünü yaptı. Hala pek çok Güney eyaletindeki şehirde heykelleri var, adı caddelere, okullara verildi. 1975’de Gerald Ford bir açılım yaparak vatandaşlık haklarını iade etmişti. 2020’de siyahi haklar mücadelesi yükselirken, pek çok şehirdeki heykelleri tahrip edildi.
Üzerinden 200 yıl geçmesine rağmen konunun harareti geçmemişti. Çünkü tartışma, sorun halen sürüyordu.
Şeyh Said meselesi de öyle. Meselenin hala içindeyiz...