İlle de bir şeye “batıl” denilecekse...
Türkiye’de bir zamanlar hak hukuk adalet mücadelelerinin merkezinde üç harfli bir kelime vardı; DGM. 1973 yılında 12 Mart rejiminin kurduğu özel yetkili Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) ile devlet, siyaseten...
Türkiye’de bir zamanlar hak hukuk adalet mücadelelerinin merkezinde üç harfli bir kelime vardı; DGM. 1973 yılında 12 Mart rejiminin kurduğu özel yetkili Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) ile devlet, siyaseten hoşlanmadığı her fikri mahkeme önüne çıkarıp, mesnetsiz delillerle hapse atma imkanını iki yıl boyunca cömertçe kullandıktan sonra, 1975 yılında Anayasa Mahkemesi DGM’lerle ilgili Senato kararını teknik gerekçelerle iptal etmiş ve DGM’ler kapanmıştı. Ama 1976 yılında iktidara gelen AP-MSP-MHP Milliyetçi Cephe hükümeti, artan terör olaylarını gerekçe göstererek DGM’leri yeniden açmak için Meclis’e ivedilikle görüşülmek üzere bir önerge verdi. Önerge ve veriliş şekli muhalefetin büyük tepkisini çekmişti. Teklifin Meclis’teki görüşmeleri sırasında kürsüye çıkan Adalet Partili vekillerden biri de Sakarya Milletvekili Nadir Latif İslam’dı. Nezaketi ve Meclis tüzüğüne hakimiyetiyle tanınan hukukçu vekilin, CHP sıralarından sataşmalara verdiği cevap ise Meclis’i karıştırdı: “Aklı selime uymayan ve belli sebeplerle, pembeleşen sebeplerle, kızıla doğru meraklı sebeplerle karşı çıkmanız besbelli. . . ” “Kızıl”lık suçlamasıyla ayağa kalkan CHP’li vekiller “Sen İslam değil, gavursun” diye bağırıyor, kürsüye yürüyordu. İktidar ve muhalefet vekilleri yumruklaşmış, oturuma ara verilmiş, aradan sonra başkanın sözlerini geri almasını istediği İslam ise “buna gerek olmadığını” söylemişti.