İslam dünyası neden mi geri kaldı?
90’lı yıllar Türkiye’de İslami kesimin entelektüel altın çağıydı. Kitapçılar, vakıflar buluşma mekanlarına dönmüş, yayınevleri sürekli yeni kitaplar basıyor, ülkenin en canlı entelektüel tartışmalarının kalbi ise dergilerde atıyordu.
Bilgi ve Hikmet, Yeni Zemin, Tezkire, Köprü, İzlenim, Ümran, Kitap Dergisi ilk akla gelenler. Müslümanların modern dünyayla ilişkilerinin masaya yatırıldığı, birlikte yaşam, demokrasi, laiklik konularında Medine Sözleşmesi gibi tezlerin ileri sürüldüğü bu dergilerden Bilgi ve Hikmet, 1993 yılında yayına başlayıp, kısa ömürlü olmasına rağmen geriye önemli bir külliyat bırakmıştı. Derginin Ankara temsilcisinin yazıları özellikle dikkat çekiciydi. Gadamer, Habermas, İbn Haldun, Seyid Hüseyin Nasr’ın adlarının havalarda uçuştuğu yazılarda İslam, devlet, demokrasi meselelerini masaya yatırılıyor, Batı’nın postmodern literatürünün verdiği özgüvenle modernizm, kapitalizm ve devlet eleştiriliyordu.