Jurnalciler yeniden bildiriyor
İktidarların merkezileştiği, tek kişi üzerinde toplandığı her rejim için jurnalcilik kaçınılmazdır. Herkes o tek kişiye sesini duyurmaya, onun gücünü arkasına almaya, düşmanlarını onunla tehdit ve tasfiye etmeye çalışır.
İktidarların merkezileştiği, tek kişi üzerinde toplandığı her rejim için jurnalcilik kaçınılmazdır.
Herkes o tek kişiye sesini duyurmaya, onun gücünü arkasına almaya, düşmanlarını onunla tehdit ve tasfiye etmeye çalışır.
Bunun zirvesi 2. Abdülhamit dönemiydi.
Jurnalcilik “en çirkin ihtirasları yarıştırmak için bir vasıta” haline gelmişti.
Bunun insanları nasıl bunalttığı, toplumsal huzursuzluğu nasıl artırdığını Abdülhamit devrinin üst düzey bürokratlarından besteci Cemal Reşit Rey’in babası Ahmet Reşit Bey şöyle anlatır:
“Sultan Hamit devr-i saltanatını karartan ve halkı kendisinden soğutan iller jurnalcilikti. Hafiyelik ve jurnalcilik bu dönemde adeta bir sanat haline geldi. O sanata salik ve maharete malik olanlar babaları, anaları, kardeşler, ve dostları hakkında bile okuyanı inandıracak tarzda jurnal verdiklerinden her fert birbirinden şüphelenerek babasının evlada, evladın babaya emniyeti kalmadı. Dostlar ve akraba ile buluşup görüşmek müşkilleşti. Hakkında jurnal verilip de bir belaya uğramamak için herkez dilsiz oldu.”