Melek Abla’nın son günü...
Karar Gazetesi Yazarı Yıldıray Oğur’un bugünkü (09.04.2022)''Melek Abla’nın son günü...’’ başlıklı yazısı.
Rize’de bir evin salonu...
Televizyonda açık olan kanalda bir masanın etrafında oturmuş gazeteci, ekonomist, araştırma şirketi sahipleri fiyatlardaki artışları yorumluyor.
Önce domates masaya yatırılıyor. Tarladaki fiyatla marketteki fiyat arasındaki fahiş farkın sorumlusu konusunda farklı fikirler var. Bazıları aracıları suçluyor, bazıları halcileri...
Ama en büyük suçlu tabii ki karlarından taviz vermeyen açgözlü büyük market zincirleri...
Sonra yumurta, ardından süt masaya yatırılıyor.
Tek tek ürünlerdeki fiyat artışları inceleniyor. Her üründeki artışta farklı suçlular bulunuyor.
Ama ülkedeki bütün ürünlerin fiyatlarının neden aynı anda arttığı sorusunun cevabı asla artan maliyetler, enflasyon ya da ekonomiyi yöneten hükümet değil.
Hatta gazetecilerden biri öfkeyle “daha ne yapsın” diyerek hükümetin gıda ürünlerinde KDV’yi indirdiğini, akaryakıtta sübvansiyon uyguladığını hatırlatıyor, gerekirse marketlerin “tepesine inilmesini” öneriyor.
Sonra Almanya’da, Fransa’da yakın tarihin en yüksek enflasyon artışlarının yaşandığı hatırlatılıyor.
Rakamları barkovizyona çıkarak gösteren konuklardan biri “küresel bir sorunla karşı karşıyayız” diyor. Ama o ülkelerde de fiyat artışlarının sorumlusunun marketler, stokçular, halciler olup olmadığı sorusu havada kalıyor.
Salonundaki televizyonda bizzat yaşadığı gerçeklerin böyle çarpıtılması ev sahibini daha da kızdırıyor.
Çünkü o gün dükkanının kapısını son kez bir daha açılmamak üzere kapatıp eve geldi.
“Melek Abla” mağazası Rize’nin en tanınan kadın butiklerinden biriydi.