Pardon, o darbeyi biz yapmıştık -3-
2009 yılında Barack Obama, Türkiye ziyaretinin ardından gittiği Mısır’da Kahire Üniversitesi’nin tarihî salonundan İslam dünyasına seslendiği bir konuşma yaptı. Konuşmasının bir yerinde...
2009 yılında Barack Obama, Türkiye ziyaretinin ardından gittiği Mısır’da Kahire Üniversitesi’nin tarihî salonundan İslam dünyasına seslendiği bir konuşma yaptı. Konuşmasının bir yerinde şöyle dedi;
“Soğuk Savaş’ın ortasında, Birleşik Devletler, demokratik yollardan seçilmiş İran hükümetinin devrilmesinde rol oynadı.”
Bu tek cümlelik itirafın arkasında, 53 yıl önce tarihin akışına yapılmış ceberut bir müdahaleyle bir ülkenin ve bir bölgenin geleceğinin nasıl karartıldığını anlatan uzun bir hikâye vardı.
O gece BBC radyosu yayınını her zaman olduğu gibi “Şimdi geceyarısı” diye değil, “Şimdi tam geceyarısı” diye bitirdi. Tahran’daki Saray’ında radyonun başına oturmuş Şah Muhammed Rıza dışında muhtemelen kimse bunun farkına varmadı. Şah’ın beklediği güvence gelmişti. Bu kez garanti istemekte haklıydı.
1951 yılının sonlarında Şah’ın atadığı Kavam’ın dört gün süren Başbakanlığını bitiren kanlı halk ayaklanmaları sonunda Musaddık’ın koltuğuna yeniden oturması Tahran’daki Britanyalı istihbaratçıların kafasında bir şimşek çaktırmıştı; Tahran’da iktidar sokakta değişebiliyordu.
MI6’ın atası olan SIS, (Secret Intelligence Service) Tahran’da halk, medya, din adamları ve siyasetçiler arasında çok güçlü bir ağ kurmuştu. Her yıl milyonlarca pound bu ağa ödeniyordu. Örgütün başında da daha sonra Chatham House’un ve Penguin Kitapları’nın Antik Yunan üzerine yazan tarihçi yöneticisi bir Lord olarak karşımıza çıkacak yetenekli bir istihbaratçı oturuyordu; Monthy Woodhouse.