Uzungöl’ün uzun hikâyesi

“Davullar, zurnalar çalındı. Kurbanlar kesildi, göçmenler karşılanıyordu. Göçmenler yorgundu. Üç gündür yoldaydılar. . . En öndeki “Hizaya bakın, Hizaya bakın” diye seslendi. ...

Ufak adımlarla kımıldanıp sıraya girdiler. Komut verilince yürüyüş başladı. Şerahlılar, Baltacılar, bandoya ayak uydurup davetliler önünden “Rap, rap” yürümeye başladılar. İçlerinden biri elini kasketinin siperliğine götürdü, askere selam verdi...Emek Köyü’nün meydanında birbirine paralel iki hat halinde dizildiler. Hattın birinde göçmenler, diğerinde Özalp sakinleri yer almıştı. Elinde düdükle bir ilgili ortaya çıktı. “Şimdi ben düdüğü çalınca, iki taraf da birbirine kavuşup kucaklaşacaksınız. Tamam mı?” “Evet anladık” der gibi başlar aşağı yukarı sallandı. Düdük öttü. İki taraf, birbirine doğru aceleci adımlarla yürüdüler ve kucaklaştılar.”

Bu sahneler grotesk bir filmden değil, bundan 54 yıl önce 1965 yılındaki bir gazete haberinden.

15 Haziran 1965 günü ikinci “mülteci” kafilesinin de törenlerle karşılandığı Emek Köyü, Van’ın İran sınırındaki Özalp ilçesindeydi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Peki, Turan İtil ABD’den neden Türkiye’ye dönmüştü? 20 Kasım 2024 | 1.886 Okunma Türkiye’nin değişen değerleri, eskimeyen değerleri 18 Kasım 2024 | 846 Okunma Peki devrin şartları nasıldı? 16 Kasım 2024 | 540 Okunma Diyarbakır’da bir Salem mahkemesi 11 Kasım 2024 | 1.008 Okunma Trump, Bahçeli’nin çözümüne yardım edebilir mi? 09 Kasım 2024 | 438 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar