İşçilik bilinci ve sınıf bilinci
Türkiye’de yaşamını bir başkasına ait işyerinde çalışarak kazanan insan sayısı hızla artıyor. Ancak bu işçilerin bir bölümü hâlâ işçilik bilincine ve sınıf...
Türkiye’de yaşamını bir başkasına ait işyerinde çalışarak kazanan insan sayısı hızla artıyor. Ancak bu işçilerin bir bölümü hâlâ işçilik bilincine ve sınıf bilincine sahip değil.
İşçilik bilinci, bir kişinin geçimi için bir işverenin yanında çalışmak zorunda olduğunu kavramasıdır. Sınıf bilinci ise, bu işçinin, bu durumda olanın yalnız kendisi olmadığını, sorunlarının çözümünde kendisi gibi olanlarla birlikte davranması gerektiğini içselleştirmesidir.
İşçilik bilincinin ve sınıf bilincinin gelişmesini önleyen veya geciktiren bazı etmenler var.
KÖYDE YAŞAYAN İŞÇİLER
Bazı işverenler kendileri için akıllı bir yöntem bulmuşlar. İşçi köyde oturuyor. Fabrikanın servisleri işçiyi her gün fabrikaya getirip götürüyor. Bir aileden genellikle iki kişi, farklı vardiyalarda çalışıyor. Böylece köyde oturan işçi, tarımsal faaliyetleri de aksamadan sürdürebiliyor. Köyde oturduğu için kira ödemiyor. Belki suya para vermiyor. Evinin bahçesinde bazı ihtiyaçlarını yetiştirebiliyor. Tarlası varsa ekiyor. Belki hayvancılık da yapıyor. İşveren bu işçilerin sigortasını yatırıyor. İşçi böylece sağlık hizmetinden yararlanabiliyor ve gelecekte emekli olmayı düşlüyor. Bu işçiye asgari ücret ödeseniz bile, bundan tatmin oluyor; sendikalaşmıyor, örgütlü mücadeleye girmiyor. Köy yerinde bir aileden iki kişi asgari ücret alsa, tarımsal faaliyetler de dikkate alındığında, para bile biriktirilebilir. İş böyle olunca, bu işçilerde bırakın sınıf bilincini, işçilik bilinci bile gelişmiyor.
KÖYDEN GELİRİ OLAN İŞÇİLER
Bir başka grup iş...