28 Şubat: Masum değiliz hiçbirimiz
28 Şubat darbesi hakkında yazmayalı çok olmuş. Efradını cami bir yazı yazmanın güçlüğüyle alakalı sanırım bu durum. Konuşulacaksa evveli ve ahiriyle işin kökenine inerek konuşmak elzem. ...
28 Şubat darbesi hakkında yazmayalı çok olmuş. Efradını cami bir yazı yazmanın güçlüğüyle alakalı sanırım bu durum. Konuşulacaksa evveli ve ahiriyle işin kökenine inerek konuşmak elzem. Aksi halde her meselede olduğu gibi başkalarını suçlayarak işin içinden çıkar ve birikmiş meseleleri çığ gibi birbiri üzerine yığmaktan başka bir şey yapmamış oluruz. Osmanlının 1. Dünya Savaşından sonra tesbih tanesi gibi dağılmasıyla bölgedeki ulus devletlerin önü açıldı. Cumhuriyetin Batıcılık ve ulusçuluk üzerinde yükselen paradigması milletin kimliğini bütün bileşenleriyle kabul etme ve muteber addetmede zafiyet içindeydi. Toplumun genel manada cumhuriyetle bir problemi yoktu fakat jakoben elitist üsttenci Kemalist söylem, yüzyılların içinden süzülerek gelen inanç kültür toplum birikimini hiçe saymıştı. Masa başında çalakalem kurgulanmış bir insan yaratma ülküsü en çok tartışılan meselemiz. Bu yönüyle 28 Şubat yeni bir şey değildi.