Görünmeyen duvarlar
Bu salgın günlerinin muhasebesi, köklü bir kırılma noktasına, hiçbir şeyin aynı olmayacağı yeni bir dünyaya işaret edecek kadar yaygın ve güçlü mü?
Bu salgın günlerinin muhasebesi, köklü bir kırılma noktasına, hiçbir şeyin aynı olmayacağı yeni bir dünyaya işaret edecek kadar yaygın ve güçlü mü? Sorgulamalar bizi alıp nerelere savuracak, nasıl sonuçlar doğuracak?
Pandemi sürecine dair kimi yazılarda başkalarına katlanmanın, aynı evde ortak bir hayat sürdürmenin bireyi zorlayan yanları gözler önüne seriliyor. Bireyin yeni eğilimleriyle ilgili çözümlemelerde övgüler dizilen “yalnız yaşamak” daha sıklıkla deneyimleniyor bu günlerde. Gönüllü ve zorunlu yalnızlıklar üzerine kafa yorarken bu günlerde izlediğim, yönetmen Julian Pölsler’in Marlen Haushofer’un kült romanından uyarladığı Duvar-2012 (Die Wand) filminden kısaca söz etmek isterim.
Büyükşehirlerde yaşayanlar için, hafta sonları bir eğlenme biçimi olarak öze dönme, doğaya açılma etkinlikleri çok revaçta. Misal filmdeki gibi üç arkadaş avlanmak için Avusturya kırsalına gidebilir. Köye giden dostlarına ulaşmak için yürüyerek av kulübesinden yola çıkan kırklı yaşlarda bir kadın, şeffaf, görünmeyen, hiçbir şekilde geçit vermeyen sağlam bir duvara çarpar ve vadinin bütün genişliğine rağmen belli sınırın ötesine geçilemediğini öğrenir.