‘İnsan hep derine gitmek ister kızım, kı
Andaç Haznedaroğlu’nun Suriyeli mültecileri anlatan Misafir (2018) filminde oğlunu işkenceden alan yaşlı bir mülteci ana genç kadın kuaföre böyle söylüyor. Uzun zamandır mültecilerle sınanıyoruz. ...
Andaç Haznedaroğlu’nun Suriyeli mültecileri anlatan Misafir (2018) filminde oğlunu işkenceden alan yaşlı bir mülteci ana genç kadın kuaföre böyle söylüyor. Uzun zamandır mültecilerle sınanıyoruz. Milyonlarca insanın ülkemize gelişine verilen tepkiler kendimizle yüzleşmemizi sağlamalı. Gelir kaynağı olan kiradaki evini mültecilere ücretsiz tahsis edenler, işe gider gibi her sabah evden çıkıp çaresiz kadın ve çocuklara yardım ve hizmet için koşturanlar da oldu, en ağır bombardımanlar yaşanırken Suriyeliler sınır dışı edilsin diye stant açıp imza toplayanlar da. Toplumsal barış zedelenmeden bir devlet kadar nüfusu, neredeyse her şeylerini kaybetmiş insanları bağrımıza basmamız çok kıymetli. Fakat bilinçlenmemiz için karanlıklara el feneriyle ışık düşüren sanatçıların diline gözüne ihtiyacımız var. Yönetmen Haznedaroğlu kadınlara çocuklara nüfuz edebilmenin gücüyle, ayrıntıcı bakışıyla nice nüanslara ayna tutmuş. Bu büyük bir emekle gerçekleşebilirdi ancak, ki Ayşe Arman’a verdiği mülakatta, sınırdaki illerde yer alan bütün mülteci kamplarını ve yetimhaneleri defalarca ziyaret ettiğini, onlarla birlikte yaşadığını dile getirmiş. Hiçbir kalp kötülüğün ilanihaye süreceğine inanmaz, bunu kabul etse yaşayamaz çünkü. Şamlı bir kadın kuaför olan Meryem’in babası da savaşın iki üç aya kadar biteceğine inandığından, evinin üzerine bir kat daha çıkmakla meşguldür rejim tehditler yağdırırken.