Şule: İnce zarif şehirli
Ankara’da Kavaklıdere’de yaşıyor, Hafta içinde annemle Küçükesat Karınca sinemasının Çarşamba Kadın Matinelerinde en acıklı Türk filmlerini izliyorduk. Hafta sonları babamızla...
Ankara’da Kavaklıdere’de yaşıyor, Hafta içinde annemle Küçükesat Karınca sinemasının Çarşamba Kadın Matinelerinde en acıklı Türk filmlerini izliyorduk. Hafta sonları babamızla açık hava sinemalarına gittiğimiz de olurdu. Halam ve çevresinde ise Ankara’nın başka bir yönü vardı. Dizilerin sosyal medyanın olmadığı zamanda gazinolar, fener alayları ne güne duruyor. Kadın matinesi denildi mi akan sular durur, akşamdan heyecanla yapılan böreklerin, sarmaların eşliğinde yola çıkılmasına, bu kadarcık eğlenceye, muhafazakar ailelerdeki kocalar bile karşı çıkma gereği duymazdı. Satoyazar’daki matinede Hamiyet Yüceses, Zeki Müren, Behiye Aksoy, Sevim Çağlayan, Yaşar Özel, Gönül Yazar, Zekai Tunca dinlediklerini hatırlıyorum. Çocuk götürülmediğini de. Yasak mıydı yoksa orada olsun biraz rahat etmek için mi çocukları aile büyüklerine emanet ederlerdi belli değil. Annelerimizin günlerinde herkesin elinde ince etamin, kanaviçe, dantel, Türk işi, Antep işi gibi bir el işi olur, örnekler alınıp verilirdi. Ağızlıkla sigara içen, tütün kutusundan dal saran kadınları ilgiyle izlerdik.