Tarlabaşı, Şehzadebaşı
Ramazanlarda sessiz sedasız gerçekleşen bazı iftarlar var ki hakça paylaşmaya dair umutlarımızı çoğaltıyor, İslamın özünü hatırlamaya dair taze işaretler bahşediyorlar. Bu yazıyı...
Ramazanlarda sessiz sedasız gerçekleşen bazı iftarlar var ki hakça paylaşmaya dair umutlarımızı çoğaltıyor, İslamın özünü hatırlamaya dair taze işaretler bahşediyorlar. Bu yazıyı güzel işlere el veren, hepimizin ruhuna sahip çıkan o güzel insanlar yazsın istedim. Abdülkadir Bal ve arkadaşları uzun yıllardır Tarlabaşı’nda iftarlar düzenliyorlar. Bu yıl da her cumartesi Çukur Mahallesi Tirşe sokaktalar. Ezilenlerin Afrikalıların mültecilerin, dışlananların hamisi, ağabeyi Bal anlatıyor: “Bu iftarlara dertleşme iftarları diyoruz. Sokağı temizleyip hasırları sererek gerçekleştiriyoruz. Sokak müsait olmadığında evlere dağılarak yapıyorduk. Mahalle sakinlerinin, mültecilerin, Afrikalıların evlerine ziyarete giderek sofra kuruyorduk. Fakat evler dar, ev sahibinin kap kacak çatal bıçak yetersizliği mahcubiyet oluşturmasın, yüke girmesinler diye doğaçlama biçimde sokağa taşındık. Katılanlar Hristiyan ya da Müslüman olan Afrikalılar, trans bireyler, Manukyan’ın evlerinden çıkmış yaşlanmış kadınlar, evsizler, her türlü şiddete (erkek şiddeti, ekonomik, etnik, kriminal şiddet) uğramış insanlar.