'Tokyo'nun idolleri'
Kurguyla gerçekliğin iç içe geçtiği hatta bazen imgenin gerçekten daha etkili olduğu bir zamandayız.
1927’de çekilen Metropolis filmi şimdiki zamana ayna tutmuştu, virüs salgını üzerine yapılan kurgusal filmler ise pandemi sürecinde şu an yaşamakta olduklarımızın neredeyse aynısı, habercisi.
Black Mirror (Kara Ayna) serisi modern toplumun sinir uçlarını, nerelere doğru evrilebileceğimizi, on dakikada yaşanabileceklerin dehşetini ortaya koydu. Fakat ne de olsa kara mizahla bilimkurgunun, dramayla teknolojik ürkünçlüklerin iç içe geçtiği bölümler kurguydu ve şimdilik evlerden ıraktı. Yakın zamanda izlediğim Tokyo Idols belgeselinde (2017) sanki bu kara aynada görünenler vücut buluyor. Uzak sanılan geleceğin ışık hızıyla geldiği zamanımızda, Japonya’da popüler kültür kahramanlarına dönüşen küçük kızların yaşamını mercek altına almış gazeteci Kyoko Miyake. 9-16 yaş grubundan halk oylamalarıyla seçilen idol kızlar, binlerce yaşını başını almış erkeğin katıldığı seanslarda şarkı söyleyip dans ediyor ve hep birlikte bir takım cümleler haykırıp histeriye tutulmalarını sağlıyorlar.