Aydın Doğan
Sene 94…İzmir’den İstanbul’a gelmişim.Milliyet’e.Patron, Aydın Doğan. * Doğrusu, Milliyet olmuş, Hürriyet olmuş, farketmezdi. Çalıştığım yerlere tutkuyla bağlı olduğum...
Sene 94…
İzmir’den İstanbul’a gelmişim.
Milliyet’e.
Patron, Aydın Doğan.
*
Doğrusu, Milliyet olmuş, Hürriyet olmuş, farketmezdi. Çalıştığım yerlere tutkuyla bağlı olduğum söylenemez. Kurumlara aidiyetim sıfırdır. Namusumuzla çalışacağız, neticede kazık çakacak halimiz yok, ya kovulacağız, ya başka yere transfer olacağız, hep böyledir, en azından benim açımdan hep böyledir. Dolayısıyla, piyasadaki tüm medya patronlarıyla çalıştım, Aydın Doğan’ın da benim nazarımda diğerlerinden farkı yoktu, patron patrondu, nikah kıyacak değiliz, çalışırız, ayrılırız, hepsi buydu.
*
Neyse, yazı işleri müdürüyüm, o zamanlar köşe yazmıyorum, birinci sayfanın spotlarını yazıyorum. Bismillah, üç gün geçti geçmedi, binayı taradılar iyi mi… O günkü Milliyet binası, bugünkü Hürriyet’in binası, kavanoz gibi, komple cam, güya kurşun geçirmez diye efsane var ama, hikaye, tül perdeyi geçer gibi geçti mermiler, yanlış hatırlamıyorsam, dört veya beş el sıkılmıştı, uzun namlulu silahtı, tem’den geçerken otomobili durdurup ateş etmişler, topuklamışlardı.