Bak güzel kardeşim...
Kasvetli adliye koridorunda telefonun tuşlarıyla yazıyorum bu satırları… Belki dumanaltı bir kahve kuytusunda masada görürsün bu gazeteyi, belki bir gecekondunun kırık penceresine rüzgar kessin diye örterler, denk gelir...
Kasvetli adliye koridorunda telefonun tuşlarıyla yazıyorum bu satırları… Belki dumanaltı bir kahve kuytusunda masada görürsün bu gazeteyi, belki bir gecekondunun kırık penceresine rüzgar kessin diye örterler, denk gelir okursun… Bak güzel kardeşim…
*
Sana gerçekleri söyleyen gazetecilere kızıyorsun.
Sana yalan söyleyen gazetecileri alkışlıyorsun.
Sana son defa gerçeği söyleyeyim…
Bu medya yalakaları yavşağın önde gidenidir. Karaktersizlik karakterleridir. Bir zamanlar elini eteğini öptükleri feto’yu saniyesinde sattılar, günü gelince senin asrın liderini haydi haydi satarlar. İnsan satmakta üstlerine yoktur. Ama, gazete satamazlar. Yaptıkları gazeteyi kimse almaz. Benzincilerde bedava dağıtıyorlar, güneşten korunmak için külah yapıp kafana bile takmıyorsun, düşün gari.