Demokrasi geldi ulan!
50'li yılların başı.Demokrat parti iktidar.Bursa'nın ünlü Çelik Palas Oteli'nde cumartesi geceleri orkestra eşliğinde keyifli anlar yaşanıyor, zarif hanımlar, şık beyler, dans ediliyor, yemekle başlayan müzik...
50'li yılların başı.
Demokrat parti iktidar.
Bursa'nın ünlü Çelik Palas Oteli'nde cumartesi geceleri orkestra eşliğinde keyifli anlar yaşanıyor, zarif hanımlar, şık beyler, dans ediliyor, yemekle başlayan müzik, yasa gereği makul bir saatte sona eriyor.
İşte gene böyle bi gecenin finalinde, solist kapanış selamını veriyor, salondakilere teşekkür ederek, enstrümanları toplatmaya başlıyor ki… O da ne? Arka masalardan tehditkar bir ses yükseliyor, dewvam edinn!
Herkes dönüp bakıyor, güya takım elbiseli ama, yaka bağır açık, erkek erkeğe oturan dört tip… Tatsızlık çıkmasın diye orkestra tekrar yerine oturuyor, solist tangoya başlıyor, papatya gibisin beyaz ve ince…
Tango bitiyor.
Çile bitmiyor.
Az önce devamm diyen herif, bu defa elini devamm devamm manasında sallıyor, devam edin dedim, duymadınız mı diye bağırıyor.
Orkestra soliste bakıyor, solist zoraki ses tonuyla, adeta mesaj verircesine son tangoyu tekrarlamaya başlıyor, nedir bu çektiğim senin elinden, yalvarırım gel üzme beni…
Herif aniden yerinden fırlıyor, ağzından köpükler saça saça sahneye yürüyor, çalacaksın ulan, coşkulu çalacaksın diye gürleyerek, solisti ıskalıyor, ayaklı mikrofona basıyor tokadı, deviriyor, orkestra donup kalıyor, az önce neşeli kahkahaların yükseldiği salona ölüm sessizliği hakim oluyor, herkes suspus…
Otel yetkilisi koşuyor, vaziyete müdahale etmeye çalışıyor, ortak bir tanıdık çağırıp işi tatlıya bağlamak için, gayet nazik ifadeyle soruyor, sayın beyefendi siz kimlerdensiniz acaba?
*
Herif kendini tanıtıyor:
Ben demokrasiyim ulan!
*
Sonra da salona dönüp,
nara atıyor:
Memlekette artık demokrasi var ulan, var mı itirazı olan!