Diyarbakır baro başkanı
Sene 2010…Ahmet Türk’e yumruk atıldı. Yüzümü başka tarafa çevirip, görmezden gelmektense, oturup yazdım. Açılım saçmalığıyla pkk’nın şımartıldığını...
Sene 2010…
Ahmet Türk’e yumruk atıldı. Yüzümü başka tarafa çevirip, görmezden gelmektense, oturup yazdım. Açılım saçmalığıyla pkk’nın şımartıldığını, terörün meşru hale getirildiğini, kalaşnikof’un mayın’ın adeta demokratik hak kabul edildiğini, bunun karşılığında toplumda öfke biriktiğini anlattım. Yumruk atan kişinin “eşkıya” olduğunu, kahraman olmak için kendisini “adaletin tokmağı” yerine koyduğunu anlattım. “Hukuku guguk haline getirirsen, ona göre başka buna göre başka işletirsen, olacağı budur” dedim.
*
Şak… Derhal hapse tıkılmam için hakkımda suç duyurusunda bulunuldu. Ne tekzip, ne tazminat, direkt hapis cezası istendi.
-
(Halbuki… Bizzat Selahattin Demirtaş, bu meseleyle alakalı olarak aynı şeyleri söylemişti. “Toplumun kutuplaştığını, açılım’la birlikte Kürtlerin kendisini daha fazla öteki, Türklerin kendisini daha fazla tehlikede hissettiğini” belirterek, “artık iki tarafta da öfkeli gençlik var” demişti. Selahattin Demirtaş’ı alkışlamışlar, benim hakkımda suç duyurusunda bulunmuşlardı.)