Gerçekti hayal oldu
Sözcü Gazetesi Yazarı Yılmaz Özdil'in bugünkü (05.07.2022)''Gerçekti hayal oldu'' başlıklı yazısı.
İsveç ve Finlandiya'nın Nato'ya girmesine asla evet demeyiz dediler, gidip evet dediler, sonra da “diplomatik zafer kazandık” dediler.
Türkiye'nin F35'lerini vermeyen Abd başkanı Biden, aynı Nato zirvesinde lütfetti, “Türkiye'nin elindeki F16'ların modernizasyonunu çözmemiz lazım” dedi, bizimkiler buna da “diplomatik zafer” dedi.
Halbuki…
F104'ler ikinci nesil savaş uçağıydı, F4'ler üçüncü nesildi, F16'lar dördüncü nesildi, F35'ler beşinci nesil…
Uçak mühendisi olmana gerek yok, ortalama zeka yeterlidir, F16'lar her özelliğiyle F35 çağının gerisindedir.
F35'lerde sekiz milyon satır bilgisayar kodu var. Bu ne anlama geliyor derseniz… Kendisine yönelik tehditleri tanımlarken, F16'lara göre neredeyse yüz kat fazla parametre kullanabiliyor.
F16'nın radar kesit alanı dört metrekareyken, F35'in radar kesit alanı 0.005 metrekare…
Biz fanilerin karmaşık teknik konuları daha kolay kavraması için şu örneği veriyorlar, güvercinin radar kesit alanı bile 0.01 metrekare…
Yani, F35 radarda güvercinden bile az görünüyor!
F16 brandasız kamyonet gibi, ne taşıdığını görüyorsun, F35'in silah yükü ise, dışardan görünmüyor, gövdesinin içinde saklı duruyor. Bu yekpare tasarımı, radar izini azaltıyor.
F35'in varsa, Ege Denizi'nde habire yaptığımız gibi “it dalaşı” yapmana gerek kalmıyor.
Çünkü, F16'lar F35'i anca 32 kilometre mesafede tespit edebiliyor, F35 ise F16'yı tee 180 kilometre mesafedeyken algılıyor.
Sen onu görmüyorsun, o seni çoktaaan görüyor.
Hedefe yaklaşmıyor, hedefi de kendisine yaklaştırmıyor.