Milli ve yerli öyle mi?
100 yıl önce… Böyle bir mayıs ayı...
Bugünkü adı Alsancak olan Punta’da bayram vardı.
İşgal zırhlıları körfeze demirlemiş, Yunan ordusu Pasaport İskelesi’nden karaya çıkmış, vatan toprağımıza ayak basmıştı.
İzmir metropoliti Hrisostomos etekleri uçuşa uçuşa koştu, diz çöktü, işgal komutanının çizmesini öptü, Yunan bayrağını öptü, haçını havaya kaldırdı, askerleri takdis ederek, o meşhur vaazını verdi.
“Evlatlarım… Bugün İsa’nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz, bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız, ben de bir bardak Türk kanı içmekle, onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım, azizler arkanızda” dedi.
Kanımızı içecek kadar bizden nefret eden Hrisostomos’un asıl adı Kalafatis’ti, Atina’da din eğitimi almış, kademe kademe yükselerek İzmir metropoliti olmuştu, Konstantinopolis’in başpiskoposu Hrisostomos’un adını kendisine lakap olarak almıştı, aklınca onu yaşatıyordu, “megali idea” fanatiğiydi, hayatının en mutlu günüydü.