Salça sürülmüş bir dilim ekmek
38 yıldır bu ülkede gazetecilik yapıyorum, yüreğimin taşıyabileceğinden fazla insani sıkıntı gördüm, hatırlamak istemediğim boyutlarda sıkışmış hayatlara tanıklık ettim... Ama milleti, kitlesel olarak hiç bu kadar darda görmedim.
Banyoda kalorifer olmadığı için oturma odasındaki leğende yıkanırken, gözümüze sabun kaçınca kıpraşıp, halıya su sıçratıyorsun diye annesi tarafından kafasına tasla vurulan nesiliz biz…
Top oynamaya geç kalmayalım diye telaşla sokağa koşarken, eline salça sürülmüş bir dilim ekmek tutuşturulan nesil.
★
Fakir ama yakışıklı delikanlı Ayhan Işık’ın küçük hanımefendi Belgin Doruk’u kırmızı bir gülle tavladığı, Ediz Hun’la Filiz Akın’ın birbirlerine sarılarak Boğaz’ı seyrettiği, Tarık Akan’la Emel Sayın’ın ağaçlar arasında neşeyle koşturarak saklambaç oynadığı, İzzet Günay’la Türkan Şoray’ın el ele yürüdüğü, Kartal Tibet'le Fatma Girik'in faytonla dolaştığı, bütün Türkiye'nin bu güzel insanları rol model alarak, mutlu hayaller kurduğu, mutlu aşıklar dönemiydi...