Acımak yok
Türkan Türkmen Tekin…54 yaşındaydı,Üç çocuk annesiydi. ***Malatyalı bir ailenin gariban kızıydı...Çocuk yaşta İstanbul’a, Süleymaniye civarına...
Türkan Türkmen Tekin…
54 yaşındaydı,
Üç çocuk annesiydi.
***
Malatyalı bir ailenin gariban kızıydı...
Çocuk yaşta İstanbul’a, Süleymaniye civarına taşınmışlardı.
Başı kapalı olduğu için çok sıkıntı çekmiş,
Okuyamamak, içinde ukde kalmıştı.
Kendini dinî kitaplara verdi,
Kur’an-ı kerimi elinden bırakmadı.
***
Dedik ya, garibandı…
Mahallede büfe işleten Ramazan Tekin de öyleydi…
Kötü huyları olmayan, dürüst bir delikanlıydı.
Türkan Hanım, O’nunla evlendi.
Yokluk, sıkıntı yeni yuvasında da yakasını bırakmadı.
Ama bir gün bile ‘of’ demedi…
Renk renk çantaları,
Çeşit çeşit kıyafetleri olmadı.
Bir ayakkabı, bir pardösü, iki eşarp, birkaç elbise…
Hepsi bu kadardı…
Elde avuçta ne varsa, çocuklarına harcadı.
Aman onlar okusunlar, aman onlar iyi giysinler diye…
***
Hele son iki yıl çile daha da katlanmıştı.
Kocası ayağı sakatlanıp, çalışamaz duruma gelmiş,
Yük, büsbütün Türkan Hanıma kalmıştı.
‘Sen dert etme’ dedi kocasına…
“Ben çalışır, hem sana bakarım, hem çocuklara…”
***
Ve çileli yolun sonu…
Ablası Sevinç ile oğlu Berkay anlattı:
“Keşke ben şehit olsam. Çok istiyorum. Erkek olsaydım da keşke onlar gibi cumaya gitseydim, şehit olabilseydim...”
İstediği oldu…
15 Temmuz akşamıydı…
Bir telefon geldi…
Darbe, daha doğrusu ‘işgal’ oluyordu.
Türkan Hanım abdestini aldı, kocasıyla sokağa fırladı.
Atatürk Havalimanı’na akan kalabalığın arasında onlar da vardı.
Son konuşmasını 00.35’te ablasıyla yaptı.
Elinde Türk bayrağıyla yürürken birden kargaşa oldu.
Tanklar üzerlerine geliyordu.