Bedeli ne olursa olsun…
AK Parti bu iradeyle çıkmıştı yola…Daha doğrusu, 28 Şubatçıların siyasi yasaklı hâle getirdiği Recep Tayyip Erdoğan…O’nun ‘kefenimi giydim’ kararlılığı olmasa...
AK Parti bu iradeyle çıkmıştı yola…
Daha doğrusu, 28 Şubatçıların siyasi yasaklı hâle getirdiği Recep Tayyip Erdoğan…
O’nun ‘kefenimi giydim’ kararlılığı olmasa, Türkiye zor gelirdi bugünlere...
***
AK Parti’ye ‘Abdullah Gül, Bülent Arınç var’ için oy veren kaç kişi var, bilmiyorum.
Yer almadıkları son seçimler bir fikir verir herhâlde…
Ama en başından şunu biliyorduk ki, hareketin lideri Erdoğan’dı…
3 Kasım 2002 seçimlerine giderken de…
Üstelik, ortada tuhaf bir durum vardı.
Seçmen tedirgindi…
Tayyip Erdoğan’ı seçiyoruz ama, hükûmeti Abdullah Gül yönetecek.
Erdoğan siyasi yasaklıyken hükûmeti nasıl idare edecek?
Hata yaparsa sorumlusu kim olacak?
‘Belediye yönetmekle devlet yönetmek farklı şey… Ya beceremezlerse’ gibi…
***
Birçok kişinin sırf bu endişelerle AK Parti’ye oy vermediğini hatırlıyorum.
Bu yüzdendir ki, Türkiye’nin yeni hareketi, en düşük oyunu bu ilk seçimde aldı.
Lâkin, yüzde 34.4’le bile tek başına iktidarı sağlayıp, 365 milletvekiliyle Anayasa değiştirecek güce ulaştı.
***
Abdullah Gül’ün başbakanlık koltuğuna oturduğu 4 aylık süreçteki ilk çetin imtihanı 1 Mart tezkeresiydi.
Başını Bülent Arınç’ın çektiği tezkereye muhalif grubu ikna edemedi.
Dışarıdan Erdoğan’ın çabası da yetmedi.
Musul ve Kerkük’le ilgili önümüze çıkan tarihî fırsat böyle tepildi.
Televizyonda anlattıklarından öğrendik ki, Gül sonrasında istifa etmek istedi, Erdoğan ‘bekle’ dedi.
Dönemin CHP lideri Deniz Baykal’ın çabalarıyla anormal duruma son verildi.
Siyasi yasağı kaldırılan Erdoğan, 9 Mart’ta Siirt’te yenilenen seçimlerle milletvekili oldu ve 14 Mart 2003’te Başbakanlık koltuğuna oturdu.