Eğitim reformu; nihayet!..
Kendi bahçemizi on yıllardır başkaları ekip biçmekte, bize de yabani otlarla uğraşmak düşmekte. Öyle bir belaya düçar olmuşuz ki; mevcut durumu düzeltmek için adım atmaya kalkışsak ‘yanlışın doğru, doğrunun yanlış olduğuna inanmış’ kitleler direnişe geçmekte.
Toplum kültür ve medeniyeti ile var olur.
Bu yok ise zaten ona toplum denmez.
Tarihi, dili, edebiyatı, sanatı, mutfağı, aile yapısı, insan ilişkileri, şehirleri, binaları hep buna göre şekillenir.
Bunlarla yoğrularak çıkan şeklin özünde de mutlaka inanç sistemi vardır.
Peki, bunlardan koptuğunuzda sonuç ne olur?
Son yüz yıla bakın;
Toplum kalitemiz, insani değerlerimiz ne durumda?
Cevabı, vücut bulmuş hâliyle şehirlerimizde, binalarımızda.
Selçuklu’nun, Osmanlı’nın estetiğinden, zarafetinden yoksun o hoyrat apartmanlar, nereden nereye geldiğimizin yansıması aslında.
Ucubelik sadece yapılarda mı?
Siyasi görüş ayrımı yapmaksızın söylüyorum;
Bir tarafta köpek gezdirmeyi Batılılık zanneden, her yanından görgüsüzlük ve paçozluk akan ucubeler…