Suç ve ceza
Rus yazar Dostoyevski’nin psikolojik-dram türündeki dünyaca ünlü “Suç ve Ceza” romanı, parası için tefeci kadını öldüren yoksul bir öğrencinin manevi ıstırabını...
Rus yazar Dostoyevski’nin psikolojik-dram türündeki dünyaca ünlü “Suç ve Ceza” romanı, parası için tefeci kadını öldüren yoksul bir öğrencinin manevi ıstırabını, pişmanlığını ve ahlaki ikilemlerini anlatır.
Oysa öldürmeden önce parayla kendini yoksulluktan kurtarabileceğine ve büyük işler yapmaya devam edeceğine inanmıştır.
Yoksul ve çaresiz hayatlarda işlenen suçların psikolojisini derinden yaşatan bu romanda olduğu gibi, gerçek hayatta da zannediyoruz ki suçu sadece muhtaçlar işler.
Hiç öyle değil, belki tam aksi…
***
Ekrem İmamoğlu’nu düşünün…
Müteahhit bir babanın oğlu.
80’lerde, 90’larda da varlıklıymış ki, üniversiteyi kazanamayan oğlunu Kuzey Kıbrıs’ta özel üniversitelerde okutmuş.
Buraya kadar problem yok, Allah daha çok versin.
Problem, paranın gücünün SUÇ işlemekte kullanılması.
Belli ki o dönem Kıbrıs’tan İstanbul Üniversitesi’ne parayla sahte geçiş sağlayan bir çete...