Ah o bakkal amcalar...
Haber bültenlerinde Bakkal Ali Amca'nın muhteşem jestini izledik, yüreğimiz kabararak. Ali Vural, tıpkı askıda ekmek gibi 'askıda bozuk para' uygulaması başlatmıştı. Müşteriler para üstü olarak...
Haber bültenlerinde Bakkal Ali Amca'nın muhteşem jestini izledik, yüreğimiz kabararak. Ali Vural, tıpkı askıda ekmek gibi 'askıda bozuk para' uygulaması başlatmıştı. Müşteriler para üstü olarak aldıkları bozuk paraları bir kavanoza atıyor, Ali Amca da onları, şeker almaya 'bütçeleri' yetmeyen miniklerin hizmetine sunuyordu.
Çocukluğumun bakkalı Mavi Köşe'yi hatırladım ister istemez. Elimdeki 10 kuruşla kaç kez 25 kuruşluk şekerleme almıştım ondan. Gülümseyerek, "Tamam tamam, senin paran her zaman yeter" derdi bana. Bakkal Ali Amca da günümüz miniklerine böyle bir fon oluşturmuştu işte.
Haber bülteninin ardından TRT 1'de Seksenler'i izlemeye koyuldum. Bir de ne göreyim? Pastacı Sami'nin dükkanına bir doktor gelmiş. "Sami Amca al şu zarfın içindeki parayı. Ben senden zamanında çok horoz şekeri çalmıştım. Çoğunu görür ama sesini çıkarmazdın. O günlerden kalma borcumu ödemek istiyorum, al şu zarfı..." Sami kabul etmedi, direndi. Genç doktor ısrar etti: "Sami Amca, benim doktor olmamda senin büyük payın var. Bazı geceler ev soğuk olduğu için senin pastanene gelip, ders çalışırdım. Sen de sırf ben dersimi bitirebileyim diye dükkanı kapatmaz, gece yarısına kadar beni...