Ah şu yüreği yanık anneler...
Pazar günleri bu sütunlarda daha yumuşak, neşeli ve umut veren yorumlar yaptığımı bilirsiniz. Ama bu sefer elimden başkası gelmedi. Yanı başımızda çocukların, kadınların, yaşlıların...
Pazar günleri bu sütunlarda daha yumuşak, neşeli ve umut veren yorumlar yaptığımı bilirsiniz. Ama bu sefer elimden başkası gelmedi. Yanı başımızda çocukların, kadınların, yaşlıların başına bombalar yağarken oturup da laylaylom yapamazdım.
Eminim Gazzeli annenin feryadını siz de ekranlarınızda duymuşsunuzdur: "Üç evladım dizimin dibindeydi... Evimize bomba düştü. Evlatlarım kucağımdaydı. Enkazın içinde seslerini bir daha duyamadım. Evimizde günlerdir yemek yoktu. Çocuklarımı doyuramadım. Benim çocuklarım aç öldü... Nerede bu dünya?.."
Şu dramın katmerlisine bakar mısınız? Bir anne, çocuklarını yitirmekten çok, onların aç biilaç ölmesine isyan ediyordu. Meğer ölümden öte köy de varmış...
O annenin İsrail zulmü altında inim inim inlediği saatlerde bir Türk anne de hayatının en mutlu ve...