Altın Portakal’ı teneke yaptılar
Bir zamanlar her yıl yerinde takip ettiğim Altın Portakal Film Festivali'ne gitmeyeli 10 yıl oluyor. Beni festivalden soğutan nedenleri burada pek çok kez yazdım, izah ettim. Bir kere bu organizasyon "halkın sineması" olmaktan çıkıp...
Bir zamanlar her yıl yerinde takip ettiğim Altın Portakal Film Festivali'ne gitmeyeli 10 yıl oluyor. Beni festivalden soğutan nedenleri burada pek çok kez yazdım, izah ettim. Bir kere bu organizasyon "halkın sineması" olmaktan çıkıp, yönetmenlerin saçma sapan filmleriyle kendilerini tatmin ettikleri kuytu, karanlık, rutubetli bir dehlize dönüştü. Kendi kendilerine icat ettikleri ne idüğü belirsiz, "sanat filmi" adını taktıkları yapımlar yüzünden halk ile festival arasındaki bağı kopartıp, Altın Portakal'ı bir propaganda alanı haline getirdiler. Öyle ki, katıldığım son festivalin basın toplantısında isyan ettim. Dedim ki, "Seneye cep telefonumla Beyoğlu'nun izbe sokaklarında hiçbir konusu ve mesajı olmayan bir film (!) çekip, festivale katılacağım. Bakalım ne olacak?.."
NELER GÖRDÜM NELER
Eskiden Altın Portakal'ın korteji için sadece Antalya halkı değil, çevre illerden gelen binlerce vatandaş yollara dizilirdi. Benim katıldığım son festivalde kortejdeki en ünlü kişi bendim, düşünün. Millet benim yanıma gelip fotoğraf çektirmek isteyince Altın Portakal adına utancımdan kahroldum...
Beni festivalden soğutan en önemli sebeplerden biri de...