‘Ben mal mıyım baba?’
Hafta boyunca Türkiye iki çocuğu konuştu. Biri, annesi tarafından babasının kucağından kopartılıp 'haczedilen', diğeri babasının minibüsünün arkasında 'bisiklet askısıyla taşınan'...
Hafta boyunca Türkiye iki çocuğu konuştu. Biri, annesi tarafından babasının kucağından kopartılıp 'haczedilen', diğeri babasının minibüsünün arkasında 'bisiklet askısıyla taşınan' kız çocukları...
Haberi, televizyon ekranlarında dehşetle izledik. Kadın, eşinden boşanıp kızının velayetini almış. Baba, hukuk mücadelesi verip kızıyla bir ay tatil yapma hakkı kazanmış. Tatilin sonunda kız, babasından ayrılmak istememiş.
Anne, 'icra yoluyla' kızını haczedip eve döndürmeye çalışmış.
O gerçek anların duygusunu hiçbir dizide bulamazsınız.
Çünkü hiçbir senaristin hayal gücü böyle bir dramı canlandırmaya yetmez. 11 yaşındaki Yağmur'un babasının boynuna sarılıp adeta ona kenetlendiği dakikalarda gözyaşları içinde attığı çığlık hâlâ kulaklarımda: "Ben mal mıyım baba, o kadar kolay alacaklar beni?" Yağmur çırpındı, annesi çekiştirdi, kolluk görevlileri cebir kullandı, görevli pedagog seyretti...
İyi ki adamın kız kardeşi, cep telefonuyla o görüntüleri kaydetmiş. Yoksa bu dramın ne denli önemli bir travmaya sebep olduğundan, toplum olarak son derece önemli bir sosyal mesele ile karşı karşıya bulunduğumuzdan çoğumuzun haberi olmayacaktı. Daha da önemlisi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı bu kadar hızla harekete geçirip 'müdahil' hale getirmeyecekti Durum vahim. Parçalanmış ailelerin çocuklarını görmeleri, icra daireleri ve mal müdürlükleri üzerinden organize edilmemeli. Çünkü onlar 'mal' değil, geleceğimiz.
Olayın belki de tek olumlu yönü, yeni yasa ve düzenlemeler için devleti harekete geçirmiş olması.
Gelelim ikinci vahim olaya...
Adam, "Kızım çok ısrar etti" diye onu minibüsünün arkasında bisiklet taşımaya yarayan tesisatın üzerine bindirip yola çıkmış.
Bültenlerde izledim, özrü kabahatinden büyüktü: "Kızımı oraya bağladığımı iddia ediyorlar. Onlar ip değil, kızımın elbisenin üzerindeki şeritler." Yahu keşke bağlasaydın be kardeşim, hiç olmazsa 'Önlem aldı' derdik o zaman... Bir de "Kızım çok ısrar etti" ne demek? 'Arabanın altına girip patenle kayacağım' dese, yapacak mıydın? Allah'tan bu işi Türkiye sınırları içinde yaptın.
Avrupa'da, Amerika'da yapsan, bir daha kızının yüzünü zor görürdün.
Hep söylerim, söylemeye de devam edeceğim galiba; bizim buralarda çocuk olmak zor zanaat!
Haberi, televizyon ekranlarında dehşetle izledik. Kadın, eşinden boşanıp kızının velayetini almış. Baba, hukuk mücadelesi verip kızıyla bir ay tatil yapma hakkı kazanmış. Tatilin sonunda kız, babasından ayrılmak istememiş.
Anne, 'icra yoluyla' kızını haczedip eve döndürmeye çalışmış.
O gerçek anların duygusunu hiçbir dizide bulamazsınız.
Çünkü hiçbir senaristin hayal gücü böyle bir dramı canlandırmaya yetmez. 11 yaşındaki Yağmur'un babasının boynuna sarılıp adeta ona kenetlendiği dakikalarda gözyaşları içinde attığı çığlık hâlâ kulaklarımda: "Ben mal mıyım baba, o kadar kolay alacaklar beni?" Yağmur çırpındı, annesi çekiştirdi, kolluk görevlileri cebir kullandı, görevli pedagog seyretti...
İyi ki adamın kız kardeşi, cep telefonuyla o görüntüleri kaydetmiş. Yoksa bu dramın ne denli önemli bir travmaya sebep olduğundan, toplum olarak son derece önemli bir sosyal mesele ile karşı karşıya bulunduğumuzdan çoğumuzun haberi olmayacaktı. Daha da önemlisi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı bu kadar hızla harekete geçirip 'müdahil' hale getirmeyecekti Durum vahim. Parçalanmış ailelerin çocuklarını görmeleri, icra daireleri ve mal müdürlükleri üzerinden organize edilmemeli. Çünkü onlar 'mal' değil, geleceğimiz.
Olayın belki de tek olumlu yönü, yeni yasa ve düzenlemeler için devleti harekete geçirmiş olması.
Gelelim ikinci vahim olaya...
Adam, "Kızım çok ısrar etti" diye onu minibüsünün arkasında bisiklet taşımaya yarayan tesisatın üzerine bindirip yola çıkmış.
Bültenlerde izledim, özrü kabahatinden büyüktü: "Kızımı oraya bağladığımı iddia ediyorlar. Onlar ip değil, kızımın elbisenin üzerindeki şeritler." Yahu keşke bağlasaydın be kardeşim, hiç olmazsa 'Önlem aldı' derdik o zaman... Bir de "Kızım çok ısrar etti" ne demek? 'Arabanın altına girip patenle kayacağım' dese, yapacak mıydın? Allah'tan bu işi Türkiye sınırları içinde yaptın.
Avrupa'da, Amerika'da yapsan, bir daha kızının yüzünü zor görürdün.
Hep söylerim, söylemeye de devam edeceğim galiba; bizim buralarda çocuk olmak zor zanaat!
Bu duruşmalar canlı yayınlanmalı
22 Kasım 2024 | 174 Okunma
Mesele 8 bin lira değil anlamadınız mı?
21 Kasım 2024 | 551 Okunma
Sosyal medya geneleve döndü
20 Kasım 2024 | 998 Okunma
Ahlaklı esnafa mektubumdur
19 Kasım 2024 | 257 Okunma
Bir gün cayır cayır yanacağız!..
17 Kasım 2024 | 141 Okunma
TÜM YAZILARI