Bir yavru kedi kadar olabilmek...
Şu kedi maması reklamına bayılıyorum. Her izlediğimde farkında olmadan yüzüme bir tebessüm yayılıyor. Dünya şekeri minik kedi, üzerinden yağmur damlaları süzülen pencere camının...
Şu kedi maması reklamına bayılıyorum. Her izlediğimde farkında olmadan yüzüme bir tebessüm yayılıyor.
Dünya şekeri minik kedi, üzerinden yağmur damlaları süzülen pencere camının ağladığını sanıp, "Ne oldu sana, canın mı yandı, bir şeye mi üzüldün? Ağlama artık, sana bir şarkı söylememi ister misin?" diyor ya, bitiyorum.
Geçenlerde yine onu izleyip ruhuma yelpaze sallamışken, bültendeki haber bir kez daha hayatın gerçeğini yüzüme çarpıp, beni hayal aleminden uyandırdı. Zavallı sokak köpeği, minibüsün altında kalıyor. Can havliyle aracın altından yaralı çıkıp kaçmaya hazırlanırken bu kez dükkanından fırlayan biri, hayvana trafik dubası fırlatıyor. Bence o vahşinin etrafı dubalarla çevrilmeli ki, o kötülük kuyusunun içine başkası düşmesin.
Allah hepimize o reklamdaki yavru kedinin masumiyet ve vicdanını nasip etsin.
Yargıtay'ın kararını yerel mahkeme bozdu (!)
Aslında tam da tersi olması gerekirdi değil mi?.. Konya'da...