Birinci tekil şahıs olmaya zorlanıyoruz
Sanki bir yerlerden gizli bir işaret verildi ve düğmeye basıldı. "Biz" unutturulup, yerine "Ben" inşa edilmeye çalışılıyor. Oscar kazanan filmde bile dünyanın merkezi olarak insanın kendisi gösteriliyor. Aslında...
Sanki bir yerlerden gizli bir işaret verildi ve düğmeye basıldı. "Biz" unutturulup, yerine "Ben" inşa edilmeye çalışılıyor. Oscar kazanan filmde bile dünyanın merkezi olarak insanın kendisi gösteriliyor. Aslında etrafında gördüğün her şey sensin. Mutlu olursan dünyan da mutlu olur. Mutsuz kalırsan kendi cehennemini kurarsın filan... Mutluluk vadeden tüm reçetelerde, kişisel gelişim kitaplarının hemen hepsinde "Önce kendini mutlu et, başka hiçbir şeye takılma" felsefesi dayatılıyor.
Belli ki birileri "böl ve yönet" taktiğine geçti. İnsanları değil, "insanlığı" bölecekler. Herkesi, her şeyi bireyselleştirip, insanoğlunu kendi yalnızlığına mahkum ederek onları tek elden yönetmeyi düşlüyor olmalılar. Yine belli ki "Biz"den deli gibi korkuyorlar. Tüm dünyayı birinci tekil hale indirgemek için "Biz"in üstünü karalayıp, yerine "Ben" yazmaya çabalıyorlar. Aile ve toplum yok edilmeye çalışılıyor. Büyük patlamayı tetiklemek için atomu en küçük parçalarına ayrıştırıyorlar. Bu nükleer füzyonun içinde fedakarlığa, empatiye, yardımlaşmaya asla yer yok. Toplumun her yerine dev çan kuleleri dikmeye çalışıyorlar, "Ben, ben, ben" diye çalmaları için...
"Mutluluk senin içinde..."...