“Hakkını helal et anneciğim”
Bir gazeteci olarak hayatım boyunca pek çok fotoğraf gördüm ama pek azı beni bu fotoğraf kadar derinden etkiledi. Sayfalarca kitap yazın, kilometrelerce film çekin, bir annenin yitip giden evladının arkasından çektiği...
Bir gazeteci olarak hayatım boyunca pek çok fotoğraf gördüm ama pek azı beni bu fotoğraf kadar derinden etkiledi.
Sayfalarca kitap yazın, kilometrelerce film çekin, bir annenin yitip giden evladının arkasından çektiği acıyı şu bir tek kare kadar anlatamazsınız.
Kartalkaya'daki otel yangınında hayatını kaybeden gencecik bir kızın, Özüm Karataş'ın annesi o... Cenaze arabasının camı, hayat ile ölümü ayıran bir sınır olmuş sanki. Anne ise belli ki bundan sonra hep Araf'ta kalacak...
Özüm annesini aramış son anlarında. Hayattan umudunu kestiği o anda annesinden helallik istemiş.
Bunu duyunca yıllar önce mucize eseri hafif yaralı kurtulduğum Büyü filminin gala yangınını bir kez daha yaşadım. Bizler karanlıklar içinde bir yandan duman soluyup bir yandan umutsuzca salonun acil çıkış koridorunu el yordamıyla ararken, önümdeki sarışın genç kız annesini telefonla arıyordu. (Saçlarının sarı olduğunu telefonunun ışığı sayesinde fark etmiştim) "Anneciğim..." diyordu hıçkırarak, "Ben birazdan burada...