İşte benim Spor Bakanım
Uzun yıllar spor muhabirliği, yöneticiliği ve yazarlığı yaptım. Bu süre içinde sayısız Spor Bakanı gördüm. Kimi, hayatında eline bir top dahi almamış, kimi sporu sadece beden eğitiminden ibaret...
Uzun yıllar spor muhabirliği, yöneticiliği ve yazarlığı yaptım. Bu süre içinde sayısız Spor Bakanı gördüm. Kimi, hayatında eline bir top dahi almamış, kimi sporu sadece beden eğitiminden ibaret görmüş, kimi de bu makamı kendisine sunulan bir ikram olarak görüp, sadece keyfini sürmüştü. Nihayet, yıllar sonra her yönüyle 'gerçek' bir Gençlik ve Spor Bakanımız oldu: Doktor Mehmet Kasapoğlu...
Kasapoğlu'nun en önemli özelliği; icraatları, samimiyeti ve mütevazı tavırlarıyla kendini 'herkese' sevdirmiş olması. Adeta 'partiler üstü bir bakanın nasıl olması gerektiğinin' dersini veriyor.
Eski bakanların büyük çoğunluğu için İstanbul'da bir derbi maçını tribünden izlemek bile büyük bir angaryaydı. Pek çoğunu tribünde görmek imkansız gibiydi. Oysa Dr. Kasapoğlu öyle mi? Olimpiyatları, şampiyonaları sürekli yerinde izliyor. Adeta kafilelerin ayrılmaz bir parçası. Boksör kızımız olimpiyat şampiyonu olduğunda onu ilk kutlayan Dr. Kasapoğlu... Paralimpik Oyunları'nda tekerlekli masa tenisçimiz altın madalya kazandığında boynuna ilk sarılan Dr. Kasapoğlu... Voleybol Şampiyonası'nda o, Avrupa Futbol Şampiyonası'nın tribünlerinde o... Türkiye son yıllarda hemen hemen tüm branşlarda...