Kendi karanlığınızda boğulun inşallah!
İntizarı, hele bedduayı hiç sevmem. Din adamları "En büyük beddua, o kişiyi Allah'a havale etmektir" derler. Onu da bilirim. Ama bu kez dayanamadım.
Elazığ depremi sırasında klavye soytarılarının yazdıklarına isyan ettim. Sahte hesaplar kullanmışlar. Biri demiş ki, "Kız arkadaşımla birlikte şu an enkaz altındayım. Telefonla kimseye ulaşamıyoruz. Lütfen bizi kurtarın." Arama kurtarma ekipleri seferber olmuş. Onlara ulaşmak için tüm imkanlarını seferber etmişler. Sonunda hesabın sahte, imdat çağrısının da 'feyk' olduğu ortaya çıkmış.
Bre Allahsızlar, bre vicdansızlar... Siz kurtarma ekiplerini yanlış yönlendirdiniz diye belki de birileri dakika farkıyla öldü. Belki de gerçek bir çağrı için "Bu da mı feyk acaba?" diye tereddüt ettiler, kuşkuya kapıldılar, zaman kaybettiler. Bre insanlıktan nasipsizler... Sırf kuş beyninizi, nasırlı kalbinizi eğlendireceksiniz diye kaç kişinin kanına girdiğinizi bilir misiniz?