Kupanın ardında yatan gerçek
Şöyle yazmış sevgili okurum Ali Aktulga: "Avrupa Şampiyonası'nda formalar olmadan hangisinin hangi ülkenin takımı olduğunu anlayamazsınız..." O kadar haklı ki... Eskiden her ülkenin bir futbol tarzı, stili...
Şöyle yazmış sevgili okurum Ali Aktulga: "Avrupa Şampiyonası'nda formalar olmadan hangisinin hangi ülkenin takımı olduğunu anlayamazsınız..."
O kadar haklı ki... Eskiden her ülkenin bir futbol tarzı, stili, kişiliği vardı. İngilizler güç ve hava hakimiyetine dayalı uzun paslı futbol oynardı. İtalyan ve İspanyollar bol paslı, savunma esaslı, ikili mücadele kazanma odaklı futbol anlayışına sahipti. Almanlar makine düzeninde adeta gözü kapalı oynayan bir sistem takımıydı. Hollanda toplu savunma, toplu hücumu benimseyen tam bir ekip ruhuyla mücadele ederdi.
Peki ya şimdi? Herkes aynı futbolu oynuyor. Futbolun gökkuşağı, soluk bir tek renge büründü. Futbol artık kimliksiz, ruhsuz bir didişme...
Bunda artık milli takımları yabancı hocaların yönetmesinin, kendi ülkesi dışında mücadele eden lejyoner oyuncuların sayısının artmasının ve futbol yayınlarının yaygınlaşmasının etkisi var tabii ki. Ama bana göre en büyük etken, küreselcilerin futbolu da tek tip bir kalıbın içine sığdırma çabaları. Her şeyde olduğu gibi futbolda da gizliden gizliye bir kimliksizleştirme, milliyetsizleştirme operasyonu var. Spor malzemesi üreticileri de forma değil, artık tek tip "üniforma" üretir...