Neden balığa hasret kaldık?
Son zamanlarda okuduğum en anlamlı çevrecilik yazısını Murat Demirocak'ın sayfasından alıntıladım ve bir bölümünü sizinle paylaşmadan edemedim: "Barbun Senegal'den geliyor. Kalamar Hindistan'dan. Ahtapot...
Son zamanlarda okuduğum en anlamlı çevrecilik yazısını Murat Demirocak'ın sayfasından alıntıladım ve bir bölümünü sizinle paylaşmadan edemedim:
"Barbun Senegal'den geliyor. Kalamar Hindistan'dan. Ahtapot İspanya'dan. Karides Endonezya'dan. Lagos Mısır'dan. Kalkan Romanya'dan. Norveç'ten getirilen seyit balığını restoranlarda mezgit diye kakalıyorlar. Lüks otellerimizde yediğiniz kılıç şişler aslında Çin'den ithal köpekbalığı... Mercan Gine'den. Sinarit Gana'dan. Her mevsim dilbalığı olmaz, bizde oluyor, çünkü mevsimine göre bazen Senegal'den, bazen Somali'den geliyor.
Karadeniz'de 26 balığın neslini tükettik, Marmara'da 125 balığın neslini kuruttuk. Midye Şili'den getiriliyor. Tekir Gabon'dan. Üç tarafımız denizlerle çevrili, Türk havuzu denilen kendimize ait denizimiz var, denizi olmayan Konya'da, Uşak'ta, Diyarbakır'da tarla balıkçılığı yapıp, arazide levrek yetiştirmeye çalışıyoruz. Fas'tan Moritanya'dan orfoz getiriyorlar, Kızıldeniz'den karagöz...