Siz de siyasetten bıkmadınız mı?
Siyasetten bıktım, usandım hatta tiksindim. Ülkenin siyasi iklimi beni Balkanlar'dan gelen soğuk havadan daha fazla üşütüyor. İliklerime kadar işliyor bu kaba soğuk... İçim ürperiyor, titriyorum... Resmen kamplara...
Siyasetten bıktım, usandım hatta tiksindim. Ülkenin siyasi iklimi beni Balkanlar'dan gelen soğuk havadan daha fazla üşütüyor. İliklerime kadar işliyor bu kaba soğuk... İçim ürperiyor, titriyorum...
Resmen kamplara, cephelere bölündük... Üstelik sadece siyasette de değil. Medyada, kültür sanatta, sporda, iş hayatında...
Yahu olacak iş mi? Aramızda "Bir doğal afet olsa da yerel yönetimi ya da genel yönetimi linç edelim" diye bekleyenler var.
Futbol yorumcularını bile sizinkiler-bizimkiler diye ikiye böldük yahu, ötesi var mı? Her hakem kararının arkasında siyasi menfaat arar olduk. Bir takım, puan farkını açmaya görsün, hemen "Bak nasıl kollanıyorlar, görüyor musun?" dedikoduları yayılıveriyor.
Peki ya sanat dünyası? Ben böyle bir siyasi ayrımcılığı 12 Eylül öncesinde bile görmedim. Sanatçıların arasına "Bizimkiler ve ötekiler" diye dikenli teller ördük. Bir zamanlar yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen canciğer kuzu sarması dostlar bile ayrı düştükleri siperlerden birbirlerine el bombası fırlatır oldular. Herkes, Fatma Girik'in cenaze töreninde yaptığı taziye konuşmasında söze "Siyasi görüşlerimiz örtüşmese bile..." diye başlayan Hülya Koçyiğit'e saldırıyor. Ama...