Tesla boykotu ile Espressolab boykotu arasındaki ilişki
İroniler koridorundan geçiyor Türkiye. Sürreal zamanlar. Halk partisiyle neleri yaşayabilirsin sorusunun cevabının sınırı yok. Oysa sanılıyordu ki en fazla yapsalar yapsalar okul birincisini mezuniyet törenine sokmazlar… Fakat ironinin bini bir paraymış meğer. Hakikaten gerçeklikten, siyasetten, demokrasiden, sandıktan ve meşruiyetlerini sağladıkları tüm diğer bağlamlardan kopmuşlar meğer. Bunların hepsini kuşatan en geniş kavram olan cumhuriyetten kopmuşlar meğer. Zaten arzu ve mevzu hep var olmuş
İroniler koridorundan geçiyor Türkiye. Sürreal zamanlar. Halk partisiyle neleri yaşayabilirsin sorusunun cevabının sınırı yok. Oysa sanılıyordu ki en fazla yapsalar yapsalar okul birincisini mezuniyet törenine sokmazlar… Fakat ironinin bini bir paraymış meğer.
Hakikaten gerçeklikten, siyasetten, demokrasiden, sandıktan ve meşruiyetlerini sağladıkları tüm diğer bağlamlardan kopmuşlar meğer. Bunların hepsini kuşatan en geniş kavram olan cumhuriyetten kopmuşlar meğer.
Zaten arzu ve mevzu hep var olmuş olan bu kopukluğun sürmesi.
Demek cumhuriyet, modern değerlerin savunulması değil, kalabalığa getirip menfaat orantısızlığı sağlamak için kullanılan bir argüman imiş halk partisi indinde…
Türkiye’de neden sistem aksak sorusunun cevabı da burada. Sistem gittiği kadar gidecek gitmediği yerde yeniden örgütlenecek böylece menfaatlerin yeniden dağıtılması için fırsat oluşturulacak. Menfaatler sistem tarafından değil, güç odağı tarafından dağıtılacak yani. Cumhuriyet maalesef bu kurgu üzerine oturtulmuş. Türk devletlerinin ekserisi de böyle.
O yüzden Türkler devlet kurup devlet yıkmış gibi geliyor artık bana. Övüncümüz olan bu cümlenin eko-politiğini böyle yorumluyorum. Belki Yeni Türkiye sistemli bir Türk devleti olur… Umarım.
Osmanlı’nın 6 yüzyıl yaşaması bir anomali aslında. Osmanlı bölünüp yıkılmanın antitezi olan genişlemeyi bulmuştu. Olmayan sistemin açığını yani. Bugünün ifadesiyle Türk devlet aklının bugını bulmuştu Osmanlı… Ya da zaten bilinen bu bugı kullanabilmişti.
Yahu dur hocam nereden geldin buralara, diye düşünebilirsiniz. Ama Yeni Türkiye ile Eski Türkiye kavgası verildiğini artık herkes görüyor.
Eski Türkiye direniyor. Kendi mahsullerini hedefe koyarak… Boykotun anlamı bu.
Okurlarım bilir, Biden-Trump mücadelesini bir anlamda Eski Amerika-Yeni Amerika mücadelesi olarak yorumladım. Tarihin kırılma anını Biden’ın Soros’a nişan takmasından aldım.
Böylece Soros, Rockefeller, Rotschild falan hepsi sandığa konup kaldırıldı. Yerlerine hevesli olan Elon Musk ve ittirilen diğer teknoloji oligarkları kondu.
Sonra Amerika’da ilginç şekilde Elon Musk’ın Tesla otomobillerine boykot başladı. Ama öyle böyle boykot değil. Tesla otomobillerle kalabalıklara daldılar, bomba yerleştirip Trump’ın oteli önünde patlattılar, park etmiş araçları bulup tutuşturdular, yaktılar. Tesla hisselerini tutup aşağı vurdular. Çünkü Musk, Yeni Amerika’nın temsilcisiydi.
Bakınız bir memlekette sermayedar yetiştirmek on yıllar sürer. Sermayedar yetiştirmenin sembolü banka kurdurtulmasıdır. Türkiye’de ulusal ve global anlamda sermayedar sağlamlığı bulunan ilk özel banka 1944’te, ikincisi 1946’da, üçüncüsü 1948’de kurulabilmiştir. İstikrarlı bir sermayedar güvencesiyse 1980’lerde sağlanabilmiştir.
Cumhuriyetin vaadi de başarısı da budur; piyasa verimliliği içinde ekonomik faaliyetleri gerçekleştirecek sermayedar üretmek… Bir de imparatorluğa kıyasla orta gelir grubunu genişletmek…
Şimdi halk partisi orta gelir grubunu reddedip elitleri sahipleniyor ve kendi ürettiği sermayedara kılıç çekiyor. Yani düşerken kendiyle beraber kendi çocuklarını çekiyor. Belki kendi çocuklarının ciğerinden yiyor… Yahut kendi oligarklarının… Cumhuriyetten kopmuş olan halk partisi halktan da koptu yani. Artık Londra’nın the parti’si yahut baas’ın al parti’si yahut çin’in sadece parti’si olmaya doğru gidiyor. Türkiye’yi ittiği yer komünal-kapitalizmdir ve kendini konumlandırdığı yer çin komünist partisidir. Eko-politik bunu söyler.
ABD içindeki eski dünya yeni dünya mücadelesinin Türkiye’ye yansımaları olacağını biliyordum. TÜSİAD etrafındaki meselelerin bağlamı buydu. Türkiye, ABD gibi onu al bunu bırak yapacak kadar imkana sahip olmadığından bir mutabakata doğru ilerliyordu. Apo bile denkleme girdi.
Ama imtiyazların ve imtiyazlıların dünyasında kalmayı seçen halk partisi boykotla mutabakata saldırdı. Alttan vuruyor, tabi. Gücünün yettiğine. Kahve zincirini tepeliyor. Kahve zincirini tepeliyor amma hedefte uçan kalorifer petekleri ve tak tak diye ilerleyen ucuzluk marketi dronları olduğunu herkes biliyor. Yahu 40 yılın başı bir kalorifer peteği hasbelkader uçmuşsa indirmek mi gerekir? Öyle ya halk partisinin ilahlarından başka hiçbir şey uçamaz bu ülkede.
Halk partisinin yıllardır sürdürdüğü yatırım yaptırmamaya dönük baskılarından yılanlar ve yeni-eski tercihini üzerinden atanlar yönetim kurulu başkanlığını da devrediyor nihayet.
Evet kahve zinciri tepeliyorlar. Vizyonsuzluğunu her biçimde gösterebilen bir yapı.
Elalem uzay teknolojileriyle ilgilenen şirketini boykot eder, halk partisi kahve zincirini, yüzyılın en büyük inovasyonu olan altın kaplamalı et lokantasını falan… Artık yeter…
Bir de boykota kattıkları insanlar boykotlu şirketlerin çalışanları olunca iş tümden absürtleşiyor. Patronlarına Allah sabır versin.
Oysa böyle değillerdi. Eski boykotlarının hedefinde yerli-milli çalışanların (partiden bağımsız) emek verdiği Killigil, Demirağ, Hürkuş gibileri vardı. Şimdiki boykotlarına ve boykotlarının çevresine bakılırsa çok yenik düşmüş, çok alan kaybetmiş, çok köhnemiş gördüm.
Babacan’a başvurmalılar. AB’yi Türkiye’yi yaklaştıran, ki asıl vaadi bu, savunma sanayine dokunacak cesarete sahip tek eski Türkiyelidir. Eski Türkiye’nin en yiğit dış borçlanıcısıdır. Diğerleri de öyle de o kadar yiğit değil.
Mevzu da bu zaten AB Türkiye’ye yaklaşmasın, Türkiye AB’ye yaklaşsın.
Nasıl olsa AB de eski Türkiye de…
Espressolab bu denklemde nasıl kendine yer buldu bilmiyorum. Ama küresel zincirler karşısında lokal zincirlerin başarısı dünyada gündemdi. Mesela tüm dünya Suudi Arabistan’da Amerikan zincirlerinin tozunu attıran Al Baik’i konuşuyor. Avrupa baş edemediğinden Nutella’yı piyasadan silen Cezayirli El Mordjene’e gümrükte yasaklı mal muamelesi yapıyor. Buralara bakmak lazım.
Demek yerli markalar Eski Türkiye’nin arabı, zencisi, dışlanmışıdır. 28 Şubat’taki gibi.
Tesla-Espressolab ilişkisi aslında halk partisinin yanlış anlamasından geliyor. ABD’de mevzu sermayedar için siyaset… Türkiye gelecek için halk-siyaset-sermaye işbirliği arıyor. Başarıyor, başaramıyor ayrı mesele… Halk partisinin mevzusu ise siyaset için sermayedar.